Sevmediğim bitki var mı diye düşündüğümde aklıma bir türlü bitki ismi gelmiyor. Çok kilşe belki galiba ama yabanda yetişenleri bile hayranlıkla izleyebiliyorum.
Ama özellikle yetiştirmekten çekindiğim, edinmekte acele etmediğim bitkiler bir şekilde bana geliyor. Sonrasında yine aynı şey. Ben ona da bağlanıp deli gibi sevmeye ne isterse yapmaya başlar buluyorum kendimi.
Tek sanırım saksıda biten küçük otlar bana rahatsızlık veriyor. Koparırken de şuncacık canlı ne uğraştı büyümek için, ben de gelip çekiverdim diye bir huzursuzluğa kapılmıyorum değil.
Bahçem olunca kontrolsüz büyüyen yabanilere, otlara nasıl kıyacağım onu da bilmiyorum))
Çiçeksiz salon bitkilerinin ben çok sevmeme rağmen genelde sevilmemesini de anlayabiliyorum. Hep ödül isteriz ya şık bir şey, sık rastlanmayan, bu da öyle. Yaprağa bakmıyoruz daha çok albenisi olan çiçekler üzerinde duruyoruz galiba. Oysa çiçeksiz bitki bana da pek bir asil gelir. Kılıç çiçeği pek rağbet görmez ama çok güzel bakıldığında kocaman saksısıyla göklere meydan okur gibi yükseliyor.
Bazı çiçekleri de özellikle salon bitkilerinden bazılarını sırf çocukluğumu anımsattığı için seviyorum. Ben nedense çocukluğumun içinde geçtiği çiçekleri özlüyorum, onlardan nedense bunalmamışım. Keşke çocukluğumdaki gibi olsalar da evler, deve tabanları, arap saçları, kılıçlar ve sarmaşıklarla dolsaydı. Şimdiki evlerde daha çok sahte çiçekler ve buz gibi mobilyalar var((
|