View Single Post
Eski 30-09-2009, 01:36   #11
bayindirmevki
Ağaç Dostu
 
bayindirmevki's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-07-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 442
Sayın therapido

Ben uykusu kaçanlardan değil, uykusundan çalanlardanım. İşim yüzünden geç saatlerde evime geliyorum. İş yerinde kişisel internet kullanımı yasak. Ancak bu saatlerde okuma ve yazmaya imkan buluyorum.

Ev konusununda sizi anlıyorum. Ama anlaşamıyoruz gibi oluyor. Normaldir. yüzyüze konuşmanın getirdiği kolaylık yazıda her zaman olmuyor. Bir mimik, bir bakışla anlatılanlar yazıda sadece sanılmış gibi olur. Siz de dahil yazan tüm arkadaşları anladığım halde, pek anlaşılabileceğimi sanmadığım için yazmaktansa izlemeyi tercih eden bir üyeyim. Ama bugün söyleyeceklerim var.

Neden. Çekip gitme planları hep şehirden yılgınlık üstüne yapılır ve neden hep bir ev yapmak dürtüsü? Hosseda ile yaptığınız yazışmada farkında deyilmisiniz, pişmanlığınız ile çeliştiğinizi. Yine metreküp hesapları, tonlarca taşlar, 50 cm'lik duvarlar. Sayın Hosseda'da akrep takıntısından damı betonlamakta. Bütün bunlar çekip gitmek için gerekli şeyler mi? Çekip gitmek için gereken tek şey kendinizi geride bırakmak. Bunu Ali beyin bile becerdiğini sanmıyorum. Hikayesinin özeti; şehirde eksiye düşen bir adamın can havli ile köye sığınması. Bundan köye ne fayda? Hem cimenlere yatmak şehirde de olanaklı oralara kadar gitmeye gerek yok. Ve köyde cimenlere yatılmaz, çalışılır, ölünceye kadar.

Çekip gitmek; kendinizi geride bırakıp gittiğiniz yere uyum sağlamaktır. En hayırsız otu, ağacı yerinden sökmemektir. Araziniz eğri-büğrü diye beton döküp düzlememektir ki o eğrilerde doğanın onlarca yıllık sırrı vardır. Tonlarca taşı ocaktan alaçak çep zenginliği değil, eski evlerin yıkıntılarını değerlendirecek gönül zenginliğidir. Bahçe citinizi yaparken beton direkler değil, çürümüş kalasları kullanabilmektir. Börtü-böcekten korunmak değil onlarla beraber yaşayabilmektir. Doğayı eksiltmeden arttırabilmek, şehrin kültür ve birikimini yaptığımız işlere yansıtırken sakil düşmemektir. Dışardan bir yabancı baktığında sanki bin yıldır oradaymışcasına. Ha... birde, unutuyordum. Çalışaçak, çevrenizdeki yaşam döngüsünden ayrı düşmeyecek bağ-bahçe sahibi olmaktır. Sizde; ürünüm bedava gidiyor diye kahvede lafa katılmıyorsanız, boşuna gelmeyin! Keyf almazsınız. Şehirde ki ben'i unutamazsınız. Ben bu anlattıklarımı adım adım uygulayan ve önce bağ-bahçe sahibi olup yerleştiğimde meşgalem hazır olsun diyen bir insanım. Bağ-bahçe hazırlığından ev aşamasına geçemedim. Evi yaparsam söz yanımdaki yıkık değirmenin molozlarını değerlendireceğim.

Domates bahsine fazla girmeyeceğim. Tamamıyla ticari bir girişimdi. Amacım kahvede oturup domates de bu sene para etmedi demek ve gerçekten de para etmedi. Zarardayım ve arazimin bulunduğu köyün insanlarını şimdi daha iyi anlıyorum. Hormon denen de tozlaşmaya yarayan bir ilaç. Sera üretiminde kullanımı bazı durumlarda gerekmekte. Ben açık tarla üretimi yaptığım için kullanmıyorum. Seram yok. Arazim Çanakkale-Bayramiç'te burada sera verimli olmaz. Ancak yaz üretimi oluyor. Pembe domatesleri bende ekiyorum ve afiyetle yiyorum. PDA grubu ile işim olmaz. Özel zannedilen bu domates maalesef özel değil ve kod'lu bir domates cinsi. Buralarda tohumu ve fidesi herkesde var. Heirloom cinsler ilgi alanım dışında size bu konuda en yakın meyvelitepe olabilir.

Saygılarımla

bayindirmevki Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön