Sayın therapido,
Tamamen taş bir ev yapacağım nasip olursa köye.
Bahçem 810 m2.
Aldığım ruhsat 72 m2 toplam alanda tek kat bir ev. Üstümde köylünün yaptığı ev var 2 katlı betonarme bina alanı da benimkinden çok daha büyük..!
Köyün taş ocağı kapatılmamış olsa idi yerli taş alırdım ama o imkanım yok. Yapacağım taş bina için mecburen çimento kullanacağım. Köyde akrep çok. Evleri taş yapmazsanız akrebi eve kalıcı misafir etmiş oluyorsunuz. Köylüyü dinlemeyip binasını ahşap yapan var, ama açılan tahtaların arası yuva olmuş, baş edemiyorlar akreple. Ben taş duvar yaptım geçen yıl bahçeye, tek taşta bir oyuk bıraktırmadım hepsinin araları harçla dolduruldu. Tüm Ege ve Akdenizde eski evler genelde taş binadır, sebebi akrebin bol olmasıdır. Taş evin içini sıvarlar ve beyaz badana yaparlar hayvan saklanamasın görünsün diye. Yani çimento kullanmak şart. Bunun doğaya zararı ne olur bilemiyorum ama ben hem inşaat yapacağım hemde çimento kullanmam demek mümkün değil.
Temelde beton var. Hatta tavanda da beton olacak ki irtibat tamamen kesilsin dışarı ile. Siz bunlara karşısınız ama çare yok. Bizler şehir yaşamından yeni yaşama intikal ederken yerli kadar rahat olamamaktayız. Benim komşuya ne olacak bu akrepler böyle dediğimde aldığım cevap " Burda çok görünür onlar, alışırsın " olmakta. Onlar geceleri bağda bahçede yerlerde yatmaktalar. Anlattıklarını dinlemek lazım :
" Beni gece bağda sokar ama kalkmam bile, bulursam ezer uyurum, bulamazsam gene kıvrılır uyurum " veya " Bahçede çalışırken sokarsa da çalışmamı kesmem bi su içerim devam ederim " demekteler.
Burada sevinilecek şey, bu yöre akrebinin öldürmeyip kıvrandırması sanırım.
Bizler doğaya saygılıyız, köyü ve köylüyü de sevmekteyiz. Bizden onlara ve oralara zarar söz konusu olmaz. Ancak sahil kentlerinin uğradığı istilaya dağlar ve köylerde aynı hesapsızlıkla uğrarlarsa kaçacak başka yerde olmayacaktır.
Herkes o zaman oturur oturduğu yerde.
Hoşçakalın.
|