Şaka bir yana, mümkün olduğunda bakımını basit tutmaya çalıştım. Gerekmedikçe kolay türlerde işleri karıştırmamak lazım diye düşünüyorum, maksat hata riski artmasın.
Bazı gözlemlerim ve tabi ki de bol bol hatamız oldu, sizinle paylaşayım dedim.
1) Yetişkin kolay cinslerle başlayıp basamak basamak çıkmak en güzeli ve keyiflisi. Drosera mutluysa sizi parıltısıyla hemencecik ödüllendiriyor.
Tabi mutsuzsa iş işten geçmeden sizi uyarıyor.
2)Kalite olarak da forumdaki bitkileri tercih ediyorum. Koçtaş gibi yapı marketlerde bu güzeller musluk suyuyla sulanıyor, eve götürünce saf suyla bol bol sulayıp akıttım ki biriken minareller temizlensin.
3) Karışım %50 torf/perlit, yetişkin bitkiyle aynı karışımı kullandım.
4) Ek kimyasallar(hormon, ilaç gibi) hiç kullanmadım.
Not: Kaliteli temiz torf ile algli, kalitesi düşük torf genelde farklı kokuyor, sorunları erken yakalamak için bu durumu kullanabilirsiniz. Tabi koku miktarı torftaki sorunun cinsine göre değişebilir.
Fazla toprağı kapalı şişede ıslatıp ağzı kapalı saklayacağım, kuruyup-ıslatılmış torftan hayır beklemek yok.
4) Dökülen minik tohumları almak için parmak izinin olduğu etli kısımla tohuma çok hafifçe dokudum. Tohumlar hemen parmağa yapıştı, zarar da görmedi.
5) Nem olmazsa olmaz, yüksek olması lazım. İki haftalık tatilde kapağın tamamen kapalı olması bir sıkıntı yaratmadı, ben yine de 3 günde bir durum kontrolü yapıyorum.
Aklıma başka bir nokta gelmedi, olur da soru gelirse cevaplamaya çalışırım.
Yemek konusunda bazı kaynaklarda aç droseralar için balık yemi öneriliyor.
Tabi bitkilerin ufak bir bölümünü ayrı bir kaba alıp kontrollü bir deneme yapmayı planlıyorum. İşe yararsa sirke sinekleri kurtulacak
