View Single Post
Eski 10-09-2009, 23:01   #144
pozitifköpek
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 01-09-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 27
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi thomasina Mesajı Göster
İnsanlık var olduğu sürece silah ve ölüm olacakdır. Silahlarını bırakan bir ulus özgürlüğünü ve topraklarını kaybeder, yok olur.

Tanrım konu nereye geldi. İnsanlık var olduğu sürece gelişmeye çalışmalı, gelişmeye çalışan bir ulus silahla mücadeleyi işi yalnızca güvenlik sağlamak olan ve profesyonel olarak yetişmiş bireylere bu görevi verir.
Tabii ki herkes beline silah taksın gezsin demiyorum. Ulusal güvenlik orduların
işidir. Fakat savaşlar artık sadece ordularla yapılmıyor, topyekün yapılıyor. Savaşa giren bir ülkenin ordu dışında halkı da savaşmak zorundadır. Örneklerini görüyorsunuz. Vietnam, Afganistan, Irak, Bosna, Gürcistan, Kıbrıs ve diğerleri. Artık ordular birbirleriyle çatışmıyor mutlaka sivil halk işin içine girmek zorunda milis güçler ortaya çıkıyor, dağa çıkan gruplar oluyor vs. Sadece ordu profesyonel olsun olmasın tek başına bu işin üstesinden gelemez. Halkı direnemeyen, savaşamayan milletler çok çabuk teslim olurlar. Günümüz teknolojisi gereği saldıran ülke hava gücüyle o ülkeyi bitecek noktaya getirebiliyor ama eninde sonunda karaya inip işgal ettiği milletin halkıyla göğüs göğüse çarpışmak zorunda işte burada ordu yeterli olmuyor ve halkın direnişci gücüne ihtiyaç duyuluyor. Sizi işgal eden güce biz silaha, savaşa karşıyız savaşmıyoruz dediğinizde size saygı duyacak, işgalden vazmı geçecek?

Ulusal silahsızlanma, bireysel silahsızlanma hiçbir zaman gerçekleşemeyecek bir hayaldir. Keşke olabilse. Doğal kaynaklar kirlenip, yok olmaya, insan nüfüsü artmaya devam ettiği sürece muhtemel savaş riskleride artacakdır. İnsanlığın gelişmesi, ilerlemesi buna mani olamaz.

Hayatta kalabilmek için mutlaka öldürücü, yıkıcı bir gücünüzün olması ya da böyle gücü olan bir tarafa geçmeniz ve bazı ödünler vermeniz gerekir.

pozitifköpek Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön