View Single Post
Eski 27-08-2009, 11:50   #144
hosseda
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 12-09-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 1,331
Sayın BalıkcıSerdar,

Güzel temennileriniz için teşekkür ediyorum. Bende size güzellikler diliyorum.

Sigarayı bıraktığım 55. yaşıma kadar 75 kg. ı geçmemiş idim hiç bir zaman. Makarnayı dahi ekmeksiz yemeyen nesildenim. Ama kilo sorunum olmamışdı hiç. Ancak 5 sene önce 40 yıla yakın günde enaz 2 paket içtiğim sigarayı bırakınca dengem alt üst oldu. 85 kiloya ulaştım ve maalesef orta boy bir göbek de oluştu bendeniz de. Ancak 3 aydır işime yayan gidip gelmekteyim. günde 10 km ye yakın yürüyorum ancak iştah çok açık, yapabildiğim kiloyu daha yukarıya göndermemek.

Ete ve balığa alakam fazladır. Tavuğu mecbur kalmazsam yemem. Balık da problem azdır. Doğru balık 3-5 tanedir. Mezatlara gidersem o balıklardan alabilirsem alırım, aksi halde onu da yemem. Ete gelince iyi eti bulmak ve onu pişirebilmek zor iş. İyi kasabı buldum diyorum ama gün günü tutmuyor. Etin iyi yerini buldum diyorum onda da aynı şey gün güne uymuyor. Ancak kuzunun parmak yalatacak bölgelerini artık öğrendim. Şimdi gayretim onu hakkı ile pişirebilmeyi öğrenmek.

Meraklısından dinlediğim kadarı ile en iyi kuzu kebabını eskiden hırsızlar veya çobanlar dağda yaparlarmış :

Kuzu veya oğlağı çalıp keserler, hayvanı yüzdükten, içini temizledikten sonra tekrar postunun içine sarıp, bir çukur açarlar ve oraya gömerlermiş. Daha sonrada çukurun üstüne ateş yakarak 24 saate yakın bekleyip, çukuru açar ve postun içinde pişen hayvanı yerlermiş. Bu kebapta et yavaş yavaş tamamen ateşten uzakta pişiyor. Ama lezzeti tarifsiz oluyormuş ( buna bazıları hırsız kebabı bazıları da çoban kebabı demekteler). Ben de bunu yapmaya çalışıyorum. Tokat sobabı bu işe en uygun pişiricilerden bir tanesi. Direkt ateşle temas yok. Ancak mesafe kısa ve çok yakarsanız sobayı malzeme kısa sürede dış kısmından yanmaya başlıyor. Ben bu olumsuzluğu gidermeye çalışmaktayım. Bunu neden yapıyorum, boğazıma düşkünlükten mi, yoksa meraktan mı bilemem tabii. Ama çok keyf aldığım da bir gerçek. İçkiyi seven bir insan da değilim. İçeni severim ama ben içmem, başımı ağrıtır olan keyfim yok olur.

Hoşçakalın.

hosseda Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön