Sevgili Todor,
Tam bir acemi çaylak olduğum, yazılanları okuyunca kabak gibi çıktı meydana

)) Bahçeyle ilgili olduğumu bilen bir komşu Akhisar'dan bana bal kabağı çekirdeği getirmişti de bunlar görsen ne büyük kabaklardı demişti. Sanırım benim kabak maceram tam o gün başlamıştı. o çekirdekler bodrumda ilk bahara kadar naylon poşette kaldınca tabii küflenmişler... Baharda bahçeyi bellerken ekelim bakalım nolcek dedik? Bizim kapıcı oğlan güya köylü çocuğu, o biliyordur nasılsa dedim. Hepsini bir sık sık ekivermiş mi? Diplerini su tutması için havuz gibi de yapıvermiş mi? benden fazladan 20 gaymeyi haketti o aralar. Sonraları da penceresindeki güvercin gübrelerini diplerine koyu koyuvermiş anaaaaaaaaa bizim kabaklar bir sardılar mı bahçeyi valla? Adım atacak yer kalmadı, her yan yaprak oldu, diplerini göremiyoruz ki

))) Çiçekleri pek bol idi, sizin sayfayı keşfedene kadar suladık da suladık. Yaprak azmanlarını görünce zaten biz nerede yanlış yaptık acaba demeye başlamıştık ki sulanmayacağını öğrendik işte. 2 gündür suyu kestim. Bu akşamüzeri indiğimde kabaklarla tanıştım nihayet. onca yaprağın arasından 2 tanesini gördüm ya dünyalar benim oldu. hani sanki torunum oldu o kadar sevindim...