Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 14-04-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 3,235
|
13 - Fındık / Zeytin
Fındığın var, derdin var!
Fındıkta arz fazlası Ünye`nin doğusu ile batısındaki Karadeniz insanını birbirine düşürürken, yeni
üreticileri caydırmak için de yeni cezalar yolda
Dünya fındık üretiminin yaklaşık dörtte üçünü karşılayan Türkiye`nin Karadeniz sahilleri, artık daha fazla üreticiyi kaldıramaz hale geldi. Hükümet çıkaracağı yasada `fındık veya çayda izinsiz yeni bahçe açacaklara ciddi para cezaları getiriyor.
Çıkan yasaların hiçbiri uygulanmadı
Yıllardır mevcut olan yasaların uygulanmadığını ve fındık bahçesi oluşturulmasına göz yumulduğunu iddia eden Trabzon Ticaret Borsası(TTB) Meclis Başkanı Mehmet Cirav, `Şimdiye kadar çıkarılan yasaklı ve teşvikli yasaların hiçbiri uygulanmadı. Şayet izinsiz fındıklık oluşturanlara verilecek para cezası yasası uygulanabilirse, bunun Ünye`nin doğusundaki ana üretim bölgesindeki üreticilerin yararına olacağı kanaatindeyim. Çünkü, başta Samsun`un Bafra ilçesi olmak üzere, Orta ve Batı Karadeniz`de yeni bahçeler tesisi hızla sürüyor. Doğu Karadeniz`de yeni bahçe yapımı yok denecek düzeydedir. Hatta belki de azalmaktadır` dedi.
`Ünye`nin batısındaki dikim alanları durdurulmalı`
Ordu`nun Ünye ilçesinin batısını kast ederek, `Batıda devlete ait arazilere ve yılda 23 ürün alınabilecek verimli topraklara fındık dikimi hızla devam ediyor` uyarısında bulunan Cirav, yetkililerden şu isteklerde bulundu: `Devlet, önceden çıkardığı yasaların uygulanmasında şimdiye kadar neler yaptı? Önce bunu sorgulamalı. Gereğini yerine getirmeli. Sonra, gerekli tespitleri yaparak fındık envanteri çıkarılmalı. Ünye`nin batısındaki alanlarda yeni dikimler mutlaka bir şekilde durdurulmalı. Ama ceza ile ama geçmişte çıkarılan yasaların devreye sokulması ile. Gereken yapıldıktan sonra 700 YTL veya daha farklı ceza uygulanması doğru olabilir.`
TMO alımları sürüyor
Bu arada 2006 yılında fındık üreticisinin yaşadığı üretim arzı fazlası yüzünden düştüğü durum ve Ordu`da 100 bini aşkın üreticinin toplanıp TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar önderliğinde yolları kesmesi, hükümetin fındık konusunda acil önlemler almasına neden oldu. Geçen yıl üreticinin arz fazlası karşısında bazı AKP`li milletvekillerinin de devreye girip, Başbakan`ın danışmanı olan fındık ihracatçısı Cüneyd Zapsu`ya `çok ucuza` fındık satın aldırma çabaları ve bunun ortaya çıkması sonucunda yaşanan skandal, 2007 yılında AKP Hükümeti`ne ders oldu. Fındıkta yaşanan sorunlarda bir denge unsuru olmak amacıyla geçen yıl sektöre giriş yapan Tarım Mahsulleri Ofisi(TMO), Avrupa Birliği`nin tüm karşı çıkmasına rağmen üreticiden fındık alımlarını sürdürüyor. (Söz konusu piyasa müdahalesi, AB`nin 2007 İlerleme Raporu`nda yer aldı) Üreticiye fındığın kilosuna Ocak fiyatıyla Giresun kalitede 5,35 YTL ve Levant kalitede 5,20 YTL fiyat ödeyen ve ödemelerini de zamanında yapıp, önceki yıl yaşanan yaraları sarmaya çalışan TMO, Fiskobirlik`in elinde kalmış 2005 ve 2006 ürünü fındıkları da, `Bakanlar Kurulu` kararı ile satın almaya başladı. (Tüccarlar 2006`da üreticiden fındığı 2 YTL gibi rakamlara almaya çalışmışlardı.)
`Birkaç kişinin oyununa müsaade edilmeyecek`
Piyasada fındık alım fiyatlarını düşürmek için çıkarılan `TMO alımları kesecek` söylentileri karşısında da hemen bir basın açıklaması yapan TMO Genel Müdürü İsmail Kemaloğlu, bu söylentilerin yalan olduğunu belirtip, `Kademeli fiyat artışı uygulamasına Ocak-2008 ayında da devam edilecek olup, üreticilerden fındık alımları TMO`ya ürün gelişinin bitmesine kadar sürdürülecektir` dedi. Kemaloğlu`nun açıklamasındaki şu bölüm, sanki Zapsu gibiler için yazılmıştı: `Kurumumuz; stoklarda bulunan önceki yıl mahsullerini de yeni yıl maliyetleri ile analiz edecektir. Dolayısı ile piyasanın kurumumuzdan ürün talep etmesi halinde açıklanacak fındık satış fiyatı 2007 yılı ürün maliyetleri esas alınarak belirlenecektir. Bu açıdan kurumumuzdan ucuz fındık alınabileceği yönündeki söylentilere itibar edilmemesi, önümüzdeki günlerde piyasa aktörlerinin mağdur olmaması açısından önem taşımaktadır. Hükümetimizin kararname ile verdiği geniş yetkiler de dahil her türlü yetki gerektiği zamanda kullanılarak, fındık ihracatından elde edilen ülke gelirinin düşmemesi yönünde gerekli hassasiyet gösterilecek, fındık piyasasının birkaç kişinin kısa vadeli oyunları ile şekillenmesine asla müsaade edilmeyecektir.` TMO Genel Müdürü açıklamasında, kurumun bölgede modern depolama hamlesi başlattığını da duyurdu.
Bu arada, dünyadaki fındık ihracatının yaklaşık yüzde yetmişini elinde bulunduran ülkemizin 2006 yılındaki toplam ihracatı 247 bin tonun üzerinde oldu. 1 milyar 467 milyon dolar tutarındaki ihracatın 1 milyar 194 milyon dolarlık bölümü başta İtalya, Almanya ve Fransa olmak üzere, AB ülkelerine gerçekleşiyor.
Zeytin dalında kurudu
Zeytin üretiminde büyük düşüş yaşanırken, zeytin ihracatını rekor düzeye çıkaran ihracatçılar da, `Bu yıl satacak ürün bulamazsak yaptığımız hamle büyük yara alacak` uyarısında bulundular
Zeytinin anavatanı olan ülkemizde bu yıl yaşanan kuraklık, dalındaki zeytini kuruttu. Türkiye İstatistik Kurumu, yaşanan kuraklık ve aşırı sıcaklardan dolayı zeytin üretiminde yüzde 34,8 oranında azalma yaşandığını açıkladı. Zeytinde yaşanan üretim düşüşü, ihracatçıları korkuttu.
Ağaçların yüzde 75`i sulanamıyor
Türkiye`de zeytin ve zeytinyağı sektörü, tarımdan sanayiye, sanayiden pazarlamaya kadar bir zincir içerisinde, önemli yan ürünleriyle birlikte 8-10 milyon kişinin geçimine katkıda bulunan bir istihdam alanıdır.
Son yıllarda yapılan dikimlerle yaklaşık yüz elli milyona yakın zeytin ağacının olduğu ülkemizde, mevcut ağaç varlığının yaklaşık yüzde 75`i, sulama imkânının olmadığı, çorak ve engebeli kır arazilerinde bulunmakta. Ege, Marmara, Doğu Karadeniz`de yetişen zeytinlerin dörtte üçü eğimli arazilerde yer almakta, Güneydoğu Anadolu Bölgesi`nde ise genellikle taban arazide zeytincilik yapılmaktadır. Toprak işlemesi de, taban arazide yapılan zeytincilikte mümkün olmaktadır.
İhracat artışı hem sevindirdi, hem korkuttu!
Siyah zeytin üretiminde dünyada birinci, genel zeytin üretiminde ise dördüncü olan Türkiye`nin ihracatı da her geçen yıl artmaktadır. En büyük sorun, sofralık zeytinin `çok tuzlu` bulunmasıdır. Bu yüzden siyah sofralık zeytini alan ülkelerin başında, Almanya gibi, Türk gurbetçilerinin yoğunlukta olduğu ülkeler gelmektedir.
Geçen sezona göre yüzde 18`lik bir artış göstererek, zeytin ihracatında 2006/07 sezonunu 92 milyon 366 bin 350 dolarlık rekor ihracatla kapatan Türkiye`de, 5 yılda 500 milyon dolarlık zeytin ihracatı hedefleniyor.
Kuraklık nedeniyle zeytin üretiminde yaşanan büyük düşüş ve hammadde fiyatlarının dünya fiyatlarının iki katına çıkması, rekor ihracat yapan ihracatçılarımızı kaygıya düşürdü.
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Ece Zeytinleri Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Gökalp, `Fiyat tutturamadığımızda pazarı kaybetmemiz halinde aynı pazara tekrar girmemiz 10 yıl alır. Sektörün bu kayba tahammülü yok, ihracat için uygun iklim oluşturulmalı. Bu sağlandığı takdirde 5 yıl içinde 500 milyon dolarlık zeytin ihracatına ulaşmak hayal değil` dedi. İhracat sezonunu rekorla tamamlayan sofralık zeytin ihracatçıları yeni sezonda ürünün hem az, hem de fiyatının yüksek olması nedeniyle ihracat rekoruna sevinemeden yeni sezonda mevcut pazarları kaybetmemenin telaşına düştüler.
`Tek yıllık` destek istiyorlar
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Gökalp, kazandıkları pazarları kaybetmek istemediklerini belirterek, `Uzun yıllardan beri mücadele ederek Romanya, Bulgaristan, Kanada, Avrupa ülkeleri, ABD gibi ülkelerde raflara girdik ve markalı ürün ihracatı gerçekleştiriyoruz. Girdiğimiz raflardan çıkmamamız için ihracat kaydıyla ithalat dahil tedbir alınmasını istiyoruz. İthalat olmayacaksa da sektörün ihracatta rekabet gücünü koruyacak bir yıllık bir destek sağlanmasını istiyoruz. Girdiğimiz raflardan çıkmamız halinde o pazarları tekrar kazanmamız en az 10 yıl alır, kimse bizi 1 yıl süreyle beklemez. Bu şartlarda rekabet etmemiz imkansız. Sofralık zeytin sektörünün elde ettiği pazarlardan çıkmaması için destek sağlanmalı` şeklinde konuştu.
Zeytinyağında `markalı` ihracat artıyor
Dünya zeytinyağı üretiminde 4. sırada yer alan Türkiye, ambalajlı ve markalı ihracatını giderek artırıyor. Ambalajlı ihracat, 2006-2007 sezonunda 15 bin tona ulaşırken, dökme zeytinyağındaki ihracat düşüşü, toplam zeytinyağı ihracatı rakamlarında da bir önceki yıla önemli düşüşler yarattı. Türkiye`nin 1 Kasım 2006`da başlayan ve 31 Ekim 2007`de sona eren sezonda toplam zeytinyağı ihracatı, bir önceki sezona göre miktar bazında yüzde 11 gerileyerek 42 bin 389 ton, değer bazında ise yüzde 28 gerileyerek 145 milyon dolar olarak gerçekleşti. Ambalajlı ihracattan elde edilen katma değerin dökme ihracata göre çok daha fazla olduğuna dikkati çeken TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Cahit Çetin, ihracatı yapılan ürünlerin üzerinde `Made in Turkey` damgasının bulunmasını da kendileri açısından büyük önem taşıdığını ifade etti.
Bilindiği gibi başta İtalya olmak üzere birçok ülke Türkiye`den ithal ettikleri `dökme` zeytinyağını paketleyip ve markalayıp, ihraç ederek, kendi ülkelerine yıllardır katma değer kazandırıyorlar. Bu arada, zeytinyağı üretimi ihracatı, dünyanın en önemli zeytinyağı üreticisi olan Avrupa Birliği`nde ortak Tarım Politikası olarak desteklenmekte, zeytinyağı üreticisine ton başına 1300-1400 dolara varan yardımlarda bulunulmaktadır.
YARIN : Sebze/ Meyve
|