View Single Post
Eski 29-10-2006, 16:12   #3
malina
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,244
Türkiye’de zeytinciliğin sorunu arazi yetersizliği değildir, değildir ama...

Türkiye’de zeytincilik yapabilmek için her türlü koşul var; toprak, iklim, arazi, gen kaynağı, işgücü, bilgi ve deneyim birikimi. Var, var ama, zeytinciliğimiz hiç de benzer koşullara sahip ülkelerdeki düzeyde gelişmiş değil: Verim düzeyi düşük, yeterince nitelikli ürün elde edilemiyor, üretilenler gerektiği gibi işlenip pazarlanamıyor vs.

Oysa, zeytinyağına yönelik istek hem Dünyada hem de ülkemizde hızla büyüyor. Bu eğilimin Türkiye’de de olumlu getirileri olabilecektir: Uygun arazilerin daha iyi değerlendirilebilmesi, kırsal yerleşmelerde istihdamın artırılması ve gelir düzeyinin yükseltilebilmesi, dolayısıyla kırdan göçün yavaşlatılması, dışsatım gelirlerine katkıda bulunulması, toprak erozyonun azaltılması, yurttaşlarımızın daha sağlıklı beslenebilmesi bu getirilerin başlıcaları.

Bu nedenle, aklı başında kimsenin zeytinciliğin ülkemizde de geliştirilmesine yönelik çabalara karşı çıkması düşünülemez.

Ancak, zeytinciliğin nasıl, başka bir söyleyişle de ne pahasına gerçekleştirileceğinin de bu bağlamda sorgulanması gerekiyor: Eğer var olan zeytinliklerde verim düzeyi yükseltilerek, zeytincilik için uygun nitelikte ancak herhangi bir amaçla kullanılmayan yahut ekonomik getirisi görece olarak daha düşük etkinliklerle kullanılan araziler zeytinciliğe kazandırılarak sağlanabilecekse bu gelişmeye kimselere karşı çıkamaz kuşkusuz.

Ne var ki, ülkemizde, zeytincilik de, hemen hemen her dönemde, çeşitli yönlerden deyiş yerindeyse astarı yüzünden pahalı uygulamalarla “geliştirilmeye” çalışılmıştır.

Sözgelimi, otlakların, makiliklerin, dahası orman arazilerinin zeytinliklere dönüştürülmesi yeğlenmiştir. Bu eğilim şimdilerde yeniden gündemde. Oysa, zeytincilik yapılan yerlerde verimliliğin artırılmasına, zeytinliklerin başka tarımsal etkinliklere ve yerleşme alanlarına dönüştürülmesinin engellenmesine yönelik önlemler alınabilse, sorun büyük ölçüde çözümlenebilecek. Ancak, bu, artık son derece zorlu bir yol.

Böyle olduğu için de yine zeytinlik yapılacak yeni arazileri genişletme yoluna başvuruluyor ve her zaman olduğu gibi akla ilk olarak yine orman arazileri geliyor. Çünkü, başta Ege ve Akdeniz Bölgeleri olmak üzere ülkemizin kimi yörelerindeki ormanlarda aşılandıklarında zeytin tarımı yapılabilecek ağaççıkların/ağaçların bulunduğu “orman” sayılan araziler var. Üstelik bu araziler, yalnızca orman ürünü verim gücü temel alınarak yapılan tek boyutlu bir değerlendirmeyle “bozuk orman” sayılıyor.

Dolayısıyla, “bozuk ormanların” hesaplanabilir ekonomik getirisinin görece olarak düşük olmasından hareketle de bu arazilerin ekonomik getirisi daha yüksek zeytincilik vb etkinliklerle değerlendirilmesi kolaylıkla öne sürülebiliyor. Kısacası, yine işin kolayına kaçılıyor.

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön