Herkese merhaba. Yirmi gün önce İstanbul'daydım. Kızım orada yaşıyor. Evinde tavana değecek yükseklikte bir kitaplığı var. Oturduğum yerden kitaplar arasında bir beyazlık çarptı gözüme.Dikkat edince beyaz kalanşo olduğunu fark ettim. Kızım evde çiçek yetiştirmeyi sevmez, bahçeyi tercih eder nedense. Alay ettim kendisiyle. Gerçeği dururken sahtesini alıp, baş köşeye koyduğu için. Güldü, sahte olmayıp, gerçek olduğunu söyledi. Kalkıp yakından baktım çiçeğe, doğruydu.
Katıldığı enstelasyon sergisinde sunucu eldeki materyalin farklı şekillerde değerlendirilmesi konusuna örnek olarak bebeklerin külotlu çoraplarının bile saksı olabileceğini anlatmış, sunum sonrasında da örneklerini izleyicilere dağıtmış. Evet, çiçek bir külotlu çorap içindeydi ve kitaplığa oturur gibi konmuştu.
Manzara güzeldi ama biliyordum ki ikinci gelişimde o çiçek orada olmayacaktı. Bana vermesini istedim. Kabul etti. Yaklaşık bir aydır sulanmayan çiçekle kaldığım sürece ilgilendim. Dayanıklı bir bitki olduğunu bildiğimden, bir naylon torbaya koyup, bavula TIKTIM, iki saat sonra Kalanşo Adana'daydı. İlk iş bitkiyi çoraptan kurtarıp, güzel bir saksıya yerleştirdim.Bütün ölü çiçeklerini temizledim. O da teşekkür olarak onlarca tomurcuk verdi bana. Mutlu- mesut birlikte Adana sıcağına dayanmaya çalışıyoruz.
|