Ben sosyal bir insan değilimdir aslında.Bu daveti nasıl istedim,nasıl atladım bende şaşırdım aklım başıma geldiğinde. İnsanlarla pek konuşmam, konuşamam.Ben yazarkenki sıcaklığımı koruyamam yüzyüzeyken. Neyse efendim bunları neden yazıyorum? Şimdi yemeği anlatacağımda ondan. Gelemeyenler ve diğer şehirlerdekiler için yazıyorum.
Biraz sıkılarak uzattım kafamı eczanenin kapısından. Bir grup insan oturmuş konuşuyordu. Adımlarım ilerlemekle, ilerlememek fikri arasında girdi içeriye. Resimlerinden tanıdığım tek kişi olan Mjgn Abla'ya doğru ilerledim. -Müjgan hanım- dedim. Hemen ayağa kalktı ve güler yüzle elimi sıktı. O anki stresten tam anımsayamıyorum ama sanırım -Sen hangisisin- dedi bana. Hemen forum ismimi ve gerçek ismimi söyledim. Oradakilerle tanıştırdı beni. JrChew sağolsun yer veripte sandalyeye oturduğumda biraz daha rahatlamıştım.
Biraz konuşurken karşımda, önceden kapı olduğunu anlamadığım bölmeden iri yarı biri çıktı. Mjgn Abla bu kim bil hadi dedi beni kastederek, o an wonderland olmadığıma çok sevindim

Çünkü Ankara ekibi ikiye ayrılmıştı, gelenler gelmeyenler. Gelmeyenlerde ikiye ayrılmıştı, mazereti olanlar ve olmayanlar. Mazereti olmayanlarınsa ayrımı yoktu tek grup -sopalanacak olanlar-

(Bu arada geçmiş olsun wonderland, başına gelenlere üzüldüm, keşke gelseydin ama mazeret sayesinde kurtuldun hadi yine iyisin).
Akşam ezanına yakın geçtik lokantaya. Sofra hazırlanırken ben bir yandan kafamın üstünden geçen çorbaların telaşı içindeyim (Dökülürse rezil oluruz, daha gecenin başında), bir yandan da 7 kişi ile tanışmaya çalışıyorum, forum isimlerini öğrenip yazılarını hatırlamak için zorluyorum kendimi. Ezan okunupta çorbalar içildiğinde, ben biraz daha kendimi toparlamış, üstelik herkesle tanışmıştım.
Gelenlerin bir kısmı zaten birbirini tanıyordu. Gerçi zaten hepsi cana yakın insanlardı. Özellikle Chewbacca insan canına fazla yakın olabiliyordu.(Alınmıyorsun değilmi Chew.) Grup ne kadar cana yakınsa lokanta sahipleride o kadar yakındı. Birebir ilgilendiler bizimle.
Artık tanışma faslı bitmiş, sohbet başlamıştı.İki yanımda oturan Uzaytek ve Chew. le konuştum genellikle. Malum iftar telaşı çatal, bıçak sesinden diğerleriyle temas zordu. Yemek bitmişti. Chew. akvaryumdaki kabarcıkları fotoğraflamayı bırakmış, Nalan hamsinin hepsini bitirmiş, JrChew köftelerini bitirememişti.

(Bunu okursa kızar JrChew yaşının verdiği hareketlilikle Delifişek bir genç anladığım kadarıyla ve kendinden bahsedilmesinden hazetmiyor.)
Çaylarımızı içiyorduk. Biraz sonra Müjgan Abla'nın arkadaşı (eğer adını yanlış hatırlıyorsam özür dilerim) Mukadder Hanım'ın ben mıhlamayı merak ediyorum sözü üzerine, (Chew. in adını bilmiyorum dediği budur) bir tava mıhlama ve biraz pide geldi ortaya. Herkes biraz aldı sanırım ondan. (ben hariç, biraz daha yesem beni eve birinin götürmesi gerekecekti)
Önce Chew.in arkadaşı Coşkun bir konsere yetişmek için kalktı, arkasından da biz kalktık. Bu burda söylenir mi bilmem ama (kendisinin affına sığınarak) Mjgn Abla'nın eşi Veli Abi'ye yıktık hesabı. Çok ısrar ettik ama bırakın para verebilmeyi, birde azar yedim, yemeğin üstüne, bastırır diye

(Ben hala ayıp oldu kanaatindeyim, içim rahat etmedi. Neyse bir dahaki sefere)
Orda vedalaştık bir dahaki sefere sözleriyle evlerimizin yolunu tuttuk. Ve gecenin karanlığında kaybolurken yavaş yavaş siluetler, hepsi aynı şeyi düşünüyordu, bir dahaki sefere...(Bu sefer kendimi aştım işte, insan konuşamayınca eline vuruyor

)