
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi hozat
Sevgili bennur,
Gelincik benim bahçemin olmassa olmazlarından.Benim çocukluğum gelincik tarlalarının arasında geçti.
Allarını giymiş gelinler gibi rüzgârın önünde salınışları, silinmeyen resim kareleri olarak her bahar yeniden canlanır gözümde.
Bakmayın öyle nazlı duruşuna, en sert rüzgârlara bile dayanır ,buğday tarlalarının içinde yatar kalkar ama o ipek yapraklarını yinede çok dökmeden üzerinde tutar.
Gelincik şurubuna gelince:Her yıl şişeler dolusu yaparım. Benim yaz meşrubatım bu şuruptur.
İkram ederken de usulüne uygun olarak uzun bardaklarda ve tepsiye dantel örtü koyarak sunarım.
Madem sana çocukluğunu hatırlattı ben İstanbuldayım,bir merkezde buluşalım sana gül ve tarçın kokulu bir şişe getireyim.
Tohumunu vereyim sen de yetiştir, vazgeçemiyeceksin...
sevgiler...
|
Sevgili Hozat, böylesi güzel bir bahçeyi hayata geçiren, bunları akıcı, esprili bir dille anlatan, gelincik seven ve yaptığı gelincik şuruplarını pencerelerine dizen bir hanımefendiden "
Madem sana çocukluğunu hatırlattı ben İstanbuldayım,bir merkezde buluşalım sana gül ve tarçın kokulu bir şişe getireyim.
Tohumunu vereyim sen de yetiştir, vazgeçemiyeceksin...
sevgiler" öneresi beni hiiç mi hiç şaşırtmadı dersem beni ve duygularımı anlarsınız değil mi

Sağolunuz, İşte bu
çiçek kardeşliği olsa gerek. Doğayı, canlıları seven insanlar daha mı "insan gibi insan" oluyorlar? EVET...
Sevgili Hozat, harika bir öneri, ancak eşim 9 aydır yurt dışında, tüm işler üstüme üstüme geliyor, yazlık bakım istiyor, buranın işleri bitmiyor. Bunalmış durumdayım. Saçımın boyası geçeli 5 ay oldu dersem bir hanım olarak durumumu anlarsınız dimi?



Gelincikler saksıda da sağlıklı olurlar mı? Yoksa o güzelliğe eziyet mi olur? Hiç bir fikrim yok. Terasım da onların rüzgarda sallanmalarını görmeği çok isterim.
Eşinizle bahçenizde
çiçek ve aşk kokuları arasında uzuuun yıllar dilerim. Sevgiler