Sevgili Malina,
Diyen demiş bir zamanlar ‘’Türk gibi başla bir işe ‘’ diye. Hatıra ormanlarına da bir heves Türk gibi başladıkta ne yazık ki ayni heyecanı sürdüremedik uzun süre. Bir çok işimizde olduğu gibi. Levhalar bakım istemediğinden yerli yerinde kaldılar ama ağaçlar boy veremeden kuruyup yok oldular. Hem emeğe, hem para ya yazık oldu. Oysa anımsıyorum şimdi 1960 lı yılların başlarında Kırklareli’ de çorak bir tepe olan Namazgah Tepesine minnacık çam fidanları dikmiştik. Bütün okullar sırayla sulamaya ve bakımına gittik yıllarca. Geçen yıl gittiğimde her bir fidan koskoca ağaç olmuştu. 45 yıl öncesi o taşra kentinde hiçbir Sivil Toplum Örgütü yoktu ama yüreği vatan ve ağaç sevgisiyle dolu öğretmenler, öğrenciler ve halk vardı. Keşke
Namazgah Korusunun oluşturulmasına ön ayak olan Öğretmen Vefik Sözen gibi birkaç kişi daha çıksaydı da Kırklareli’ nin dört bir yanı çam ormanlarıyla dolsaydı.
Ah Sivil Toplum Örgütlerini oluşturmak çam ormanı yapmak kadar kolay olsa hani.
Din elden gidiyor, bayrak yere düşüyor diye galeyana gelenlere, her yıl vatan toprağından Kıbrıs büyüklüğünde verimli toprağın erozyonla denizlere döküldüğünü anlatabilecek Sivil Toplum Örgütlerinin yakın zamanda etkinliklerini göstereceklerini umuyoruz.
|