Merhabalar,
Bu çiçek için daha önce yazdım, ancak bir iki gelişme daha oldu onlarıda ilave etmek istiyorum.
Evimizdeki evyaptıranımın bir tanesi geçen yaz sonu ani bir gelişme göstererek 2 metre gibi bir boya erişti. Füze gibi yükselen bu yaprağın ucuna bir şey değmemesi ve kendi ağırlığı ile eğilip bükülmemesi için üstün gayret gösterdim ve hep tamam benim köydeki taş evi işim kesin hallolur kısa zamanda diye de sevinmekte iken kıymetli kayınvalidem misafirliğe geldi.
Belli bir süre bizde kaldıktan sonra bir hafta sonu bu kadar yeter çocuklar ben gideyim evime dedi. Tamam anne hafta sonu olsun biz götürürüz seni dedik.
Ama bizde olduğu sürede hemen her gece evyaptıran konusu sohbete girdi, hatta " aman anne nazar değecek çiçeğe, benim köy evi işi sakatlanacak masallah deyin" diye de şaka yapmış idim.
Hafta sonu oldu arabaya eşyalar yüklendi, arka koltuğun arkasına camın altına da uzun bir paket, gazeteye sarılı uzatıldı. Kayınvalide İzmire geldimi çarşıda ne bulursa alıp memleketine götürdüğü için anne ne var bunda da demedim.
Kayınvalideyi hafta sonu götürdük evine, 2 gün sonrada döndük biz evimize.
Bu çiçeği ben özel olarak gözlemem, zaten suda çok istemez, 3 hafta bile sulamadığım olur, ama uzun yaprak sebebi ile daha sık bakar olmuşdum çiçeğe. Ancak seyahat dönüşünü takip eden zamanda benim çiçekde keyf gitti. O uzun yaprak da maalesef bozularak kurudu. Üzüldüm ama sebebini de aramadım özel olarak. Bir akşam eşime bu çiçek ne oldu da böyle bozuldu akıl ermiyor, benim taş ev işi suyamı düşecek acaba derken, eşimin gülüşünden şimşek çaktı. Kayınvalidem korkunç bir çiçek düşkünüdür. Evi denizin ortasında sayılır ama oda köyde küçük bir ev ister uzun zamandır ve kızına sakın damada bir şey deme ama ben bu çiçekten bir kaç kök yürüteceğim demiş ve benim çiçeği saksısından sökmüş, bir kaç kök çıkarıp, gazeteye sararak bana bir güzel taşıttırmış. Sonrada saksıya aynen tıkmış benim çiçekleri.
Yapacak bir şey yokdu. Bu sene nisan başında çiçeklerimi saksıdan çıkarttım. Topraklarını havalandırdım ve çok sıkılaşan köklerden 5-6 tane ayırdım. Diğerlerini tekrar dikerek salonda aynı yerlerine koydum.( direkt güneş almayan ama epeycene ışık alan kısımda dururlar. Salon öğlen vaktine kadar iyi güneş alan bir konumda.).
Şu anda iki saksımda maşaallah denecek durumdalar. Yazın hafta sonu yazlığa gittiğimizde ev kapalı kalıyor ve bu çiçekler o kapalı günlerde çok daha keyfle büyüyorlar. Sanırım kaktüs cinsi olmalarından kaynaklanan bir durum.
Şimdi geliyorum işin ilginç kısmına:
Oturduğumuz apartmanın kapıcısının ev sahibi olmayı ne kadar arzuladığını bildiğim için, ayırdığım köklerden 3 tanesini ona dikerek ufak bir saksıda verdim. Buna iyi bakın, size ev yaptıracaktır inanırsanız dedim.
İki hafta önce bir sabah önüme çıktı ve abi sana ilk söylüyorum ama biz bir ev aldık dedi. Hayırlısı olsun dedim. Gerçekten çok sevindim, ama çiçek ile alakalı tek kelime ne o etti ne de ben.
Az bir birikimleri varmış üstüne banka kredisi koyarak 10 yaşlarında bir daire bulmuşlar ve anlaşmışlar. Bir kaç gün sonrada tapuyu aldılar. İçindeki kiracı ilede anlaşmışlar, kiranın katkısı ilede taksitlerini ödemekte zorlanmayacaklarmış.
Bu arada onlara köyden taş getirmişdim ve hıdırellezde bahçeye bir küçük minyatür ev yapmışlar idi.
Eve sebep ne oldu bilmiyorum ama bunları çok yeni yaşadım.
Şimdi beklediğim kalan kökleri verdiğim komşumuz. Onlardan da böyle güzel bir haber alır isem çiçeğe bu ismin hakkı ile verildiğine inancım tam olacak.
Hoşçakalın.
|