View Single Post
Eski 24-04-2009, 11:16   #33
akinselcuk
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-11-2008
Şehir: Konya
Mesajlar: 731
Hayvanda yem rasyonu çok önemlidir. Hızlı ve ucuza ürettik diye arpa filizini 8 gün üstüste süt ineğine verirsen sütten kesileceğini herkes bilir.

Mesela siz hergün üç öğün havuç yiyerek yaşamayı bir deneyin. Kaçıncı gün iş yapamaz hale geleceksiniz bir test edin.

Akvaristseniz bilirsiniz. Balıklar iyi gelişip sağlıklı olsunlar diye protein-nişasta-vitamin dengesinin kurulması gerekir. Nişasta balıkta pek önemsenmezse de verilen besinlerde az da olsa vardır. Ama vitamin dengesi çok ama çok önemlidir. Tek bir yem çeşidini 6 ay verin, balıkların sağlığı ve üretim güçleri nasıl ortadan kalkacak gözleyin.

Bu arpa deneyi sığırda tek tip beslenmenin zararlarını kanıtlar ama topraksız tarımın zararlarını kanıtlamaz. Sadece ekmekle beslenen sığırın da süt verimi düşer.

Aslına bakarsanız her gün yediğiniz ekmekte doğal olmayan kültüre alınıp bütün genetiği bozulmuş buğdaydan yapılıyor. Hatta içine ascorbik asit gibi tamamen suni kimyasallar da karıştırılıyor. Her sabah genetiği oynanmış doğal ortamda asla yetişmeyecek olan bir bitkinin kimyasal ve fiziksel muameleye tabi tutulmuş yapraklarını suda haşlayıp içiyorsunuz. Bu bitkinin suyu vucudunuzdaki bir çok esansiyel amino asitin bağlanmasını imkansız kılıyor. Ama ne kadar sağlıklı olduğunuza bir bakın.

Danone yemek teknolojik tarım domatesi yemekten daha tehlikeli **** denetimsiz bir çiftlikten çıkan tavuk yumurtası insanı kolayca kansere götürebilir.

Hassasiyetiniz olumlu fakat bilinçsiz ve yanlış yerde.

Toprak bitkiye sadece yataklık eder. Topraksız tarımdan çok büyük bir farkı yoktur. Bizlerin bitkiye verdiği besin elementi doğru oranlarda olmadığı anda meyvenin tadı rezil bir hal alır. Topraksız tarımın yegane tehlikesi gelişimi artırmak amaçlı verilebilecek enzimlerdir. Bu iş toprakta da yapılabilir. Ve şu dönem yeni çıkan ve kilosu 2 liraya alıp yemekte olduğunuz topraklı tarım çileklerinin %90 ında çeşitli hızlandırma enzimleri mevcuttur. Bu çileklere verilen bazı insectisit ilaçlar bile geliştirici etki gösterir. Böcek problemi olmadığı halde sırf meyve büyük olsun diye ilaç verirler.

Ne bu enzimlerin ne de bu ilaçların sizin sağlığınızı tehtid eder bir yanı yoktur. Vucudunuza ulaşamazlar ulaşsalar bile kolayca atılırlar fakat topraksız tarımda yapılandan çok daha büyük bir doğallık dışı işlemdir.

Bence siz daha çok düşünün. Eminim şu anda buzdolabınızdan en az 5 adet çok sağlıksız ürün çıkar. Siz bunları marketten büyük firmaların güvencesi ile aldım diye düşünüp içinizi rahat ettirmektesiniz.

Bizler topraksız rtarımı savunsakta savunmasakta bu sektör ister istemez gelişecek hem de çok.

Benim bu cevabı yazmaktaki tek amacım gıda bilincinizi arttırma ihtiyacında olduğunuzu size vurgulamaktır.

Ülkemizdeki denetimler bir çok konuda çok sağlıksız , bilinçten yoksun , uygulayıcısı bilgisiz , yaptırımı yok ya da yetersiz.

(Organik tarımda güzel işlevsel denetimler var. )

Raflardaki sucukların içinden sağlıklı bir tane marka bulamazsınız. Zaten artık içinde gerçek sığır eti olan sucuk pek kalmadı. Ama bir çoğunda %90 - 70 - 40 sığır etinden yapılmıştır diye yazar. Ama aslında en çok barındırandan %20 ancak çıkar. Bunlara neden yanlış bilgi verdin diyecek bir mekanizma yoktur. Buradaki hassasiyet etin gerçek değeri değil bu kontrolsüzlüğün önünü açtığı kimyasal kullanımıdır.

Ülkerin litresi 3 liraya yediğiniz dondurması ile mideye indirdiğiniz kimyasalları tespit edebilseniz sadece evinizde yetiştirdiğiniz topraksız domatesten başka bir şey yemez hale gelir hatta gece onunla yatıp kalkmaya başlarsınız gibime geliyor.

Kaldı ki ülker en güvelinir firmalarımızdan birisi. Kova yoğurtları neden günlerce bozulmadan dolapta durabiliyor sanıyorsunuz. Temeli yoğurt ama dev bir kimyasal çorba aslında.

Akvaryumunuzdaki balıklar kadar çaresizsiniz aslında gıda konusunda.

Geçmiş olsun.

akinselcuk Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön