Sevgili Selçuk abinin (Selçuk44) ikinci kez hediye ettiği yılbaşı kaktüslerim. Bir tanesi beyaz, diğeri de kırmızı açıyormuş.
Bu da Paskalya olanıymış. Onu da sağolsun saksıya ekleyip öyle getirmiş.
Bu çiçekle ilgili komik de bir şey yaşadık. Dün Selçuk abi ile Konak'da buluşup Hisarönüne çiçekçileri dolaşmaya gidelim dedik. Elimde saksı, tam Hisar caminin Hisarönü meydanına çıkan geçidinde ilerlerken, arkamızdan bir hanımın bir yandan koşup bir yandan da "beyefendi, beyefendi" diye seslendiğini duydum. Tabii ben hiç üzerime bile alınmadım, zira bir beyefendiye sesleniyordu hanım

Bunun üzerine Selçuk abi dönüp "buyurun hanımefendi" dedi. Kadıncağız nefes nefese, bir yandan soluklanmaya çalışırken bir yandan da elimdeki yılbaşı çiçeğimi göstererek, "bu çiçeği nereden aldınız, o kadar aradım bulamadım," diye sordu. Ben de doğrudan Selçuk abiyi işaret ettim. Selçuk abi de aldığı yeri tarif etti.
Ama "üzerinde çiçekleri ve tomurcukları olmasaydı, birer çelik kırıp size verirdim" dediğimde kadıncağız bir üzüldü. Sanki içinden "şansa bak be, kırk yılda bir aradığımızı bulduk, onun da üzeri tomurcuk dolu" dermiş gibiydi

