Bir müddet gittikten sonra tekne bizi bir yerleşim yerine götürdü. Burada pirinç ve Hindistan cevizi ile yapılan ürünler hakkında bir gösteri izledik. Pirincin mısır gibi patladığını ilk kez gördüm. Kabuğu ile birlikte bir tencereye atılan pirinç, bir toprakla karıştırılıp ısıtılıyor ve pirinç, mısır gibi patlamaya başlıyor. Sonra elekten geçirilip toprak ve kabuktan ayrılıyor ve yeniyor. Bir başka tezgahta ise Hindistan cevizinden şeker yapılmasını gördük.
Başka bir tezgahta ise longan meyvesinin kabuklarını yakarak elde ettikleri ateşte karamel, zencefil, pirinç patlağı, Hindistan cevizi karışımından yapılma şekeri tattık. Önceleri biraz hijyen filan dediysem de sonra bıraktım kendimi. Ne verdilerse tattım. İçine yılanları tıktıkları şarabı bile tattım gitti.
Pirinç bu insanlar için her şey demek ve doğadan elde ettikleri her türlü ürünü sonuna kadar değerlendiriyorlar.
