Gelelim beni etkileyen ve bu küçük şehir adacığa sempati duymama neden olan kısma; teyzem işe birer harita dağıtmakla başladı, bir taraftan da Singapur tanıtımı yapıyor. Otobüs içindeki televizyondan da Singapur da gezebileceğimiz yerler, nasıl gidebileceğimiz ve ne kadar tutacağı anlatılıyor. Dünyanın en güzel hayvanat bahçelerinden ve akvaryumlarından birisi buradaymış. Sonunda otobüs sizi gökdelenler şeklindeki Sun City Hall diye alışveriş merkezlerinin önünde bırakıyor ve belirli saatte buradan alacağını söyleyerek ayrılıyor. Her şey sizi tatlı tatlı etkilemek için ancak bu işi sizi hiç rahatsız etmeden ve çok profesyonelce yapıyorlar.
Otobüsten indikten sonra hedef olarak Orchard Road’u seçip yürüyüşe geçtik. Grubun amacı alışveriş değil, yürüyüş yapmak ve sonunda Ruffles otelin bahçesinde bir şeyler içmek. Singapur’u gerçekten çok güzel düzenlemişler, her türlü mafyanın kol gezdiği bu şehir, o kadar masum gözüküyor ki!
Yol boyu irili ufaklı parklar var. Bol bol fotoğraf aldık. Ruffles otelin bahçesinde (esas olarak 2. Kattaki kısımda için burası daha ucuzmuş) Singapur Splint (meyveli cin diyebilirim) içtik ama hesap biraz kazık geldi. Öyle ya, biz bir içkiye burada harcadığımız para ile Laos pazarlarından neler alırdık..
Her neyse birkaç saat ancak bu şekilde değerlendirilebilirdi. Yarın Vietnam, Hanoi’deyiz.