View Single Post
Eski 05-09-2007, 16:05   #5
mcege
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
İnecik

Aslında İnecik, Eğlenhoca ve Kösedere köyleri birbirinin içine girmiş kadar yakındır. İnecik köyüne bundan 6 yıl öce ikinci gidişimizdi.Havalar sonbahardan kışa dönmek üzereydi. Karaburun'dan İzmir'e dönüyorduk, saat 14 civarlarıydı, üşümüştük ve karnımız acıkmıştı, yanımızda biraz peynir ve biraz da ekmek vardı. İnecik'e uğrayıp kahvede bir çay içelim ve peynir ekmeğimizi yiyelim dedik ve İnecik'e çıktık.

Yaklaşık 100 haneli köydeki tek kahve hemen camiinin yanındadır.Çok büyük dut ve çam ağaçları altındadır, arka balkonundan güzel bir deniz manzarası seyredip çayınızı yudumlayabilirsiniz.

Neyse kahveye girdik, içieride sadece kahveci vardı (60 yaşlarında).Daha önceki gelişimizde bu kahveciyle sohbet etmiş ve köydeki en genç kişinin kendisi olduğunu hayretle öğrenmiştik. Birer çay söyleyip masaya oturduk. Biz peynir ekmeği gizlice yemeye başladık (kahveci amcadan utanmıştık.Koskoca şehirliler peynir ekmek mi yermiş.))) )

Kahveci çaylarımızı getirdi, biz hiçbirşeyi belli etmemiştik ve çaylarımızı bırakıp gitti. Kahveden çıkıp giderken seslendi " aha çay orda isterseniz kendiniz gene doldurun.Üşürseniz aha odunlar şurda sobaya atıverin." dedi.

Biz kendimize birer çay daha doldurmuşken kahveci tekrar geldi elinde bir poşet vardı, hızlı adımlarla yanımıza yaklaştı ve poşeti masanın üzerine bırakıp " ulen yemek içmekle efendilik mi olur. Alın garnınızı güzelce doyurun. Kusura bakmayın teyzeniz evde yok, evde ne varsa onu getirdim." dedi. Poşeti açınca, ev yapımı keçi peyniri, ev yapımı zeytin, salça, kekikli ve pul biberli zeytinyağını ve birde ev yapımı ekmek olduğunu gördük. Vay canına halen böyle yerler, böyle insanlar var mıydı dünyada?

mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön