Bizim de Trabzon'un Maçka ilçesinde bir köyümüz ve orda tarlamız var. Büyük bir toprak parçası değil ama yıllardır da ekilmiyor.
Köylerde de fındık varsa toplanmalı, tarla varsa da ekilmelidir.
Babam da tarlayı ağaçlandırıyor. Ona göre köy yerine meyve ağacı dikilir. "Sen gelip yiyemiyorsan bile illaki biri yer olmadı kuşlar, böcekler yer." der.
Tarlamızda ayva, bir kaç hurma çeşidi, erik çeşitleri, ceviz, elma, nar, dut,kızılcık var.
Erikler, elma ve dut büyüdü de meyve bile veriyorlar.(: Kızılcıksa benim küçüklüğümden beri var. Hatta geçen yaz fındık zamanı kızılcık toplayıp elma ve erikle karıştırıp komposto yapmıştım. (:
Her ne kadar biz gitmesekte aldığımız duyumlara göre aşağıdaki köylerden meyveler ezilmesin diye tencereyle gelip dut toplayanlar varmış, hatta amcam: "Ne yapıyorsunuz burda?" diye sorunca da " Sana ne? Ağaç senin mi diye" diklenmişler.

Narı geçen sene diktik bakalım inşallah büyür.
Tabii günlük gülistanlık yetişmiyorlar. Otlaması için bırakılan inekler kaç kere yemişti fidanlarımızı, bir de geyik gelmiş köye o da büyümüş olanların kabuklarını yemiş ( Biz ilk başta birisinin çakıyla soyduğunu sanmıştık ama sonradan babamın amcası geyik gördüğünü söyleyince anlamıştık. Sabahları da bizim tarlanın oraya geliyormuş ama biz uykumuzdan geçip kalkıp göremedik

) Bu yüzden ne zaman köye gitsek babam ağaçların ve fidanların etrafına fındık dallarından çit yapar.
Küçüklükten beri en alışık olduğum manzara babamın eve kökleri naylon poşetin içinde olan fidanlarla gelmesi. Evde bakılırlar ve yazın köye dikilirler. Hatta bir fidan evdeki sıcak havadan dolayı kış ortasında çiçek açmıştı
