Elmalıda yer alan Avlan gölü hakkında öncelikle sizlere kısa bir bilgi vermenin gerekli olduğunu görüyorum. Yıllar önce zamanın başbakanı Süleyman Demirel tarafından bölge halkının ve yerel büyüklerin (ağaların

) istemleri neticesinde bölgede yer alan bu büyük göl düdenlerden tahliye edilen su neticesinde kurutulmuştur. Gölün sularının çekilmesi sonucu çevresinde yer alan topraklarda bahçe dikimi ve diğer tarımsal faaliyetler artmış ancak yıllar sonra bölgede oluşan kuraklık ve dünyanın en büyük sedir ormanlarını barındıran ilçede ki sedirlerde çıkan kurumanın gölün yaratmış olduğu nemin yok olması sonucunda ortaya çıktığına karar veren yetkililerin tekrar gölün oluşturulması ve suyun tahliyesinin gerçekleştirildiği düdenlerin kapanması gerekliliğini bir rapor hazırlayarak gerekli mercilere bildirmiştir.
Ancak şüpesiz ki bu gölün oluşumunun sürdürülebilmesi için heryıl belli tedbirlerin alınması ve kararlı bir irade lazımdır. 96-97 yıllarında gösterilen iradenin neticesi olarak tekrar oluşan Avlan Gölü, 2002 yılına kadar düdenlerde su kaçırılmasının önlenmesiyle yeniden oluşumunu tamamladı ve taban suyu gittikçe yükseldi. Bölgenin ana tarım kalemi olan Elmalarda ki kızarma oranı ve kalite arttı. Ancak aynı zamanda gölün genişlemesiyle çevresinde yatırım yapan çiftçilerin dikim yapamaz hale gelişleri, bahçelerde çıkan su sonucu ağaçlarda oluşan kurumalar... Bahçe sahiplerinin gölün tutulmasını engelleme çabalarını oluşturmuştur. Aslında bakıldığı zaman kendilerince haklı gibi görünen bu şahısların, göl olan bir arazinin mülkiyetini edinmenin gelecekte bu tür sorunları oluşturabileceğini tahmin etmeliydiler...
Sözün özü; Avlan gölü önemlidir, üstümüze düşmeden burada rapor gibi konuyu anlattık ve diyebilirim ki Bölgede siyasi gücü olan aileler, tahliye düdenlerini açtırmayı bırakmadıktan sonra bilinçsiz köylüler bu işlere alet olmayı bırakmadıkça bu iş böyle devam eder. Balıklarda ölür, gölde kurur, kuraklıkta olur. Ancak yol mevzusuna gelicek olursak, yolun içinden geçen kanaletler vasıtasıyla su akımı devam etmektedir ve bu nedenle 1. derecede önem arzetmeyen bu konuyu, balıkların ölümünün ve gölün kurumasının ana nedeni olarak göstermek yersiz ve saçmadır.
Buradan yetkililere de sesleniyorum, 10 binlerce canlının ölümü ve bir doğal dengenin bozulmasının vebali son derece ağır olabilir. Üzerinize düşen görevleri layıkıyla yapın lütfen...