Geçen gün, organik tarım sertifikasyonu kuruluşunda görevli bir uzman ile konuştum. Topraksız tarım hiç bir şekilde organik sertifikası alamıyormuş.
Organik tarım sertifikası alabilmek için yerine getirmeniz gereken bir çok koşul var ve kullanabileceğiniz gübreler, ilaçlar oldukça sınırlı ve hepsinin doğal olması gerekiyor. Tüm bu koşulları yerine getirseniz, organik ve ya kimyasal hiç bir ilaç kullanmasanız, düzenli olarak yapılan 360 maddelik pestisit analizlerinden geçseniz bile alamıyorsunuz.
Misal ben Tarım Bakanlığından organik sertifikalı Biofarm ve perlitden oluşan bir topraksız tarım sistemi planlamıştım. Perlit, organik tarımda kullanılması uygun bir malzeme, bu yönetmelikte de belirtilmiş. Buraya kadar bir sorun yok.
İlk sorun birim alandaki bitki sayısında çıkıyor. Çünkü organik tarımda bitki ve hayvan refahı çok önemli. Mesela tarlada marul yaptığınız zaman bir dönüme dikebileceğiniz bitki 15.000 civarında. Ben bir dönümde bir seferde 60.000 bitki dikeceğim dediğiniz zaman olmuyor. Ve ya tavukçuluk için düşünürsek, ben tavukları organik olarak kafeslerde besleyeceğim diyemiyorsunuz. Tavukların serbest olması gerekiyor.
İkinci sorun toprak olmayışı. Organik tarımda bitki toprağın içinde yetişiyor ve toprakta bir hayat var. Bitkinin bu hayat ile birlikte yaşaması gerekiyor. Solucanlar, mantarlar, böcekler, bakteriler vs. Oysa benim sistemim sterile yakın. Bu da organik tarımın mantığına ters. (miş)
Aynı sebeplerle aquaponic olsun, vermicompostlu sistemler olsun, hiç birisi sertifika alamıyor.
Yetkili ile bir konuda anlaşıyoruz. Benim yetiştireceğim ürün, yıllardır toprağına her çeşit kimyasalı kullanmış, üzerinde traktörler gezerken egzozdan çıkan bilimum zehirli gazı yemiş tarlada yetişen üründen kat be kat sağlıklı. Yapılan pestisit analizlerinde, olması gerekenin çok altında sonuçlar çıkacağı.
Fakat yönetmelik ve işin mantığı buna izin vermiyor.
Şimdilik!
|