Bir başka sürpriz de tepenin öbür yüzünde bekliyordu bizi:

Yine kayaların içinde, yine yapayalnız bir ağaç tepeden kıraç ovayı ve bölgenin en yüksek tepesi olan Kırkarşın Tepesi’ni seyrediyordu. Demek ki doğayı kendi haline bıraksak kendi dengesini bulup, kendisini iyileştirecek.
Adını bilmediğim bu ağacın da buraya nasıl geldiğini bilmiyorum ama kuşların, belki de rüzgârın getirdiğini düşünüyorum.

Ama sanırım bu ağacın bir problemi var. Yapraklarında kar gibi bir şeyler vardı. Bazı yaprakları da sararmıştı.

Bu ağaca da su döktük, ama sonradan aslında bu kadar kurak bir yerde yaşamayı başardığına göre kendi başının çaresine bakabileceği kanaatine vardık.

Ağacın yalnızlığı akşamın alaca karanlığında daha fazla hissediliyor.