Her şey çok güzel, ellerimizle kirlettiğimiz dünyamızı temizlemek yine bize düşüyor.
Ama bir düşünürmüsünüz, annelerimiz ninelerimiz bu şekilde temizlik yaparken ne kadar güç ve zaman harcıyorlardı, eskiden bu kadar eşya ve teferruat yoktu.
Benim çocukluğumda çalı süpürgesi ile temizlenirdi evler, kışın dışardan bir kürek kar getirir halının üzerine serperdi annem, el dokuması kök boya olan halı pırıl pırıl parlardı.
Çamaşırlar onbeş günde bir yıkanırdı, kocaman kazanlar kurulur, külle yumuşatılmış su mis gibi kokan beyaz sabunla çitileye çitileye üç su yıkanırdı.
O zamanlar kadınlar çalışmazlardı, bütün gün evinde çamaşır bulaşık yemek ile uğraşır, boş zamanlarında sinema yerine çocuklarının eskilerini onarırdı.
Elbiseler bile azdı, benim annemin üç tane elbisesi vardı, birini bayramlarda gezmelerde giyer diğer ikisinide dönüşümlü olarak yıkadıkça değiştirirdi.
Günümüzde eşyalarımız o kadar çokki, bir televizyon bir ev için lüks sayılırken, bu gün her odaya bir televizyon hatta bilgisayar koyuyoruz neredeyse.
Eşya bu kadarçok olunca temizliği içinde en pratik ve fazla zahmet gerektirmeyen yollar seçiliyor, en kısa zamanda en zahmetsiz şekilde, en iyi sonucu nasıl alabiliriz diye düşünüyoruz.
Sonuç olarak her ne kadar bu önerilere katılsakta uygulanabilirliğini pek de olası görmüyorum.
|