-Yeni bir hayata başlamak için emekliliği beklemek şart mı..?
Maalesef ki benim gibi her 4-5 yılda tayin olup, sabit bir yaşam tarzı olamayan insanlar için şart. Zira her şehir değiştirdiğimde yeni bir hayata başlıyorum ama onunda sadece birkaç yıllık bir ömrü olduğunu bildiğim için eğreti bir düzen oluyor. Hayaller maalesef ki imkanlarla sınırlı olmak zorunda kalıyor.
-Bir yere yerleşirken geride bıraktıklarınız..?
Geride bırakılan sadece zaman, diğer bütün herşey anılarla birlikte yanımızda bizimle beraber. İnsanlar ise sadece bir telefon uzaklığında....
-Yerleşmek istenilen yeri neye göre seçmelisiniz..?
Bence karar anından sonraki süreçte hayattan beklentilerimize göre seçmeliyiz. Huzur ve sessizlik mi, yoksa doludizgin bir yaşam mı?
-Eşler beraber mi karar vermeli..?
Kesinlikle.
-İkinci hayatta karşılaşacağınız sorunlar..?
Bizler gibi yoğun iş koşulları olan insanlar için sakin hayata alışmak biraz zor gelir. ömrünün çok uzun bölümünü koşturarak ve zamansızlıktan yakınarak geçiren bir insan bir anda boşlukta hisseder. (Ne zaman birkaç gün evde kalsam sıkıntı basar da beni) Dolayısıyla ilk zamanlar biraz hırçın olabilirim kendi adıma, zamanımı dolduracak yararlı işler bulana kadar....
-Çocukların okul hayatı..?
İkinci hayatım emeklilikte olabileceğine göre sanırım çocuklar için değil torunlar için tasalanmam gerekir. O da bana kalmaz anne-babaları halleder heralde
-Anne-babanız çok mu yaşlı..?
Evet annem yaşlı ve bizimle birlikte yaşıyor. Evde büyük birinin olması güzel birşey...
-Bahçeli evde yaşamak..?
Hep hayalini kurduğum bir olay. Çok güzel dizayn edilmiş hemen hemen her mevsim çiçekli olan bir bahçe, özenle seçilen değişik meyve ağaçları, bahçe duvarlarını süsleyen sarmaşıklar özellikle de morsalkım, içinde nilüferlerin yüzdüğü fıskiyesinden şırıl şırıl su akan küçük bir havuz, ve etrafında semaver çayı eşliğinde akşam sohbetlerinin yapıldığı bambu bir masa....vs.vs
- Evcil hayvan sahibi olmak...?
Keşke çiçeklere olan tutkumun onda biri hayvanlara da olsa ama maalesef hayvanlarla ilişkim çok kötü... En fazla balık olabilir...
-Büyükşehirden kasabaya dönmek..?
Sıcak insan ilişkileri, komşuluk, camdan cama muhabbetler, ayaküstü kahve sohbetleri maalesef ki şehir hayatında yabancılaştığımız olgular. Sakin ve sade bir yaşam süper olur.
-Yeni bir yerde yabancı olmak..?
Her 4-5 yılda yaşadığım bir olay olduğu için alıştım artık yabancı olmaya. Artık yabancılıktan tanıdıklığa terfi sürem çok kısaldı. İnsan bu kadar çok yer değiştirince sıcakkanlı olmayı da insanlarla çabuk iletişim kurmayı da ortama kısa zamanda adapte olmayı da , kısacası bukalemun olmayı çok çabuk kavrıyor.