BİZİM BAHÇE...
Yazılanları tekrar okudum bu akşam ve yazmaya karar verdim bende bizim bahçeyi birazcık kıyısından köşesinden.
Yıl sanırım 1988 veya 1989 olmsı lazım öyle ya Burcu henüz küçücüktü. Gittik hanımla köye dolaşır dururuz göçmen kuş gibi akrabalarda elimizde valizlerle. Hesapta tatildeyiz neyse. Döndük İstanbula biraz kızgın biraz üzgün. Dertleşiyoruz evde ailece. Bizim köyde ne bağımız kalmış ne bahçemiz nede evimiz. Her şey turutenç olmuş diyorum babama ve ekliyorum daha gitmem oralara ev olmazsa. Hem insanlar rahatsız oluyorlar diyorum yok aslında öyle birşey. Bizim eşimle gittiğimiz her evde öyle bir karşılanışımız varki oda başka bir hikaye aslında. Bir sonraki yaz babamlar köydeler biz İstanbulda inat etmişiz ya. Neyse geçelim konumuza;
Emine hatundan bir telefon kendileri annemdir" Oğlum bir yer satılıyor köyün ortasında alalım bahçeli bir ev yapmak istiyorum". Bizim o kadar arazi ne olduda yer alıyorsunuz bile demeden benden hem oluru hemde nakiti alıyor ****** işin içinde köy ve ev olunca. Kendi tasarrufu bir kaç çeyreğini bozdurmuş bile. Yakın zamana kadar bitiririm sizde gelirsiniz diyor ben dünden razıyım ******. Gittik o yaz iki oda bir yeri kapatmış babam temel sağlam bahçemizde var artık diyor ve gurula gösteriyor. O günki haliyle bahçe etrafı çevrili içinde sele serpe dikili bir kaç fidan. Ve anamın çocuklarım yesin diye bol bol ektiği mısır tarlası gibi. Çekilmiş bir kaç fotoğrafı bile var. Yıllar yılları kovaladı her yıl gittiğimizda bahçe bir başka güzelleşti. Babam sanki İstanbulda betonlar arasında yaşamışlığın hıncını alırcasına ne bulduysa dikiyor her şey selesepe. Güllere ve bir kaç ocak fındığa gelince onlar yerli yerinde bakımlı. Diğer ağaçlarda öyle serpildilerki her taraf meyve. Hatta iki agaç Çam fianı bile var hala duruyor yerli yerinde. Ihlamursuz olurmu hiç deyip oturacağımızı düşündüğü eve yakın yerin kenarında oda yerini almış durumda. Uzaktan bakıldığında orman gibi oldu desek yeridir. Babamızı kaybedince bizde kıyamıyoruz kesmeye her şeyde onun hatırası. Biraz yinede budama ve terbiye çalışması yaptık anneme çaktırmadan. Anama gelince onun yerleri ayrı güzellikte bahçede. Herşey düzenli nizamlı intizamlı kendi deyimiyle. Bu yıl gittiğimizde ziraatten ismini dahi söylemekte zorlandığı Brokolini yetiştirdiğini ve bize salatasını sunuşunu bir görmeliydiniz öyle mutluyduki. Bizde boş durmadık Yalovadan bir şeyler götürdük tabikiii. Bahçemizde yerli yerine yerleştirmeye çalıştık. Anam için ayrı bir övünç kaynağı bahçesi. Durmadan çalışır didinir çıkanı dağıtmaya devam eder lafını bile etmeden. Fark ettim bu yıl bahçe ve paylaşım anamın en büyük mutluluk kaynağı.Tek başına yaşar durur telefonla bize durumu rapor eder bahçesinde ne var ne yok. Şimdilik sahip çıkıyoruz hep beraber babamın hatıralarına sonrasını bilemem. Bahar ola yaz ola diyorum.
Saygıyla.
|