View Single Post
Eski 10-01-2009, 14:27   #21
Kiraz
Ağaç Dostu
 
Kiraz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 13-02-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 4,640
Sn. Tugo ben de bu konuda bir şey yazmak istiyordum.

Babaannem 96 yaşına kadar son derece sağlıklı yaşadı, sadece arada bel ağrısından şikayet ederdi. Şekere tapardı, çay bardağı yarıya kadar şeker dolardı, baklavanın şerbeti kalırsa ekmekle yerdi, tereyağ ve balı karıştırır, bol miktarda reçel tüketirdi. Hamur işlerini çok severdi ama sebze ve baharatlarla hiç arası yoktu. Çok fazla da hareketli bir insan değildi ama aşırı kilosu da yoktu. 90 yaşında sarılık oldu ve kısa zamanda iyileşti. Babası da 110 yaşına kadar yaşamış.

Elektrikli ev aletlerini düşünün, iyi kalite bir aletin bazan sınırlarını biraz zorlayabiliyoruz, tavsiye edilenden daha farklı malzemeler için kullanabiliyoruz, motoru biraz zorlanıyor, ömrü biraz azalıyor ama uzun yıllar elimizin altında kalabiliyor. Motoru zayıf, kalitesiz malzemeyle ve kötü bir işçilikle yapılan aletleri ise zorladığımızda elimizde kalıyor. İşte bu tür aletleri de dikkatli kullanmak gerekiyor.

Annem babaanneme nazaran daha sağlıklı beslendiği ve hareketli bir yapısı olduğu halde, aileden miras kalan diabet, kalp, kireçlenme,... gibi hastalıklar nedeniyle 69. yaşını bile çok zor geçiriyor. Babaannemin tedbir almasına gerek kalmamıştı ama annem geçmişinden gelen bu zayıflıklar nedeniyle çocuk yaşlardan itibaren çok dikkatli beslenmeli ve zararları en aza indirmeliydi belki. Kilo ve diabetle zamanında savaşsaydı, şu an böbrekleri, kalbi, beyin ve göz damarları, dizlerinin hareket kabiliyeti bu kadar kötü olmazdı, en azından evinde rahatça yürüyebilir halde olurdu. Yani çok erken yaşlardan itibaren şekeri, unu,... normal sınırlarda değil de çok daha az tüketmeliydi.

Sonuç olarak, sizin de yazdığınız gibi, asıl iş bünyede ve hassas noktalara dikkat etmek gerekiyor.

Kiraz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön