View Single Post
Eski 08-08-2006, 21:30   #102
malina
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,245
Dün geceden aklımda kalanlar:

Önemli olan fındık üreticisi bir ülke olarak (dünya üretiminin yüzde 75'i, dünya ticaretinin yüzde 95'i) "bir duruşa" sahip olmamız. Engellemelere rağmen 2003 yılında Fiskobirlik sayesinde bu başarıldı. O zaman da bu fiyattan alıcı çıkmaz söylemleri vardı. Ama görüldü ki Avrupa ülkeleri yüksek denilen fiyattan da bu ürünü aldı.

Yıllardır yaklaşık aynı miktarlarda ürün satılıyor. Fiyatın yüksek ya da düşük olması satılan miktarı ciddiye alınacak oranda değiştirmiyor.

Sorun alivrecilerden kaynaklanıyor. Alivrecilerin bir bölümü, fındık satın alan alan Avrupalı büyük firmaların görevli elemanları gibi çalışıyor. Bir bölümü kendi başına çalışıyor. Ama hepsi içinde önemli olan olabildiği kadar düşük fiyata almak. Kendi aralarında önceden (kendi kafalarına göre, üretici ve üretici birlikleriyle görüşmeden) tahmini bir fiyat oluşturuyorlar. Bu düşük fiyatı, alım zamanı dayatmaya çalışıyorlar. Ne kadar ucuza alırlarsa o kadar çok kazanacaklar...

Alivrecilerin politikacılarla yakın ilişkileri var...

Bu düşük fiyatın geçerli olması için her yıl benzer oyunlar tezgahlanıyor.
  • Fındık başka ülkelerden alınır, sizinki elinizde kalır...
  • Çikolata üreticileri, fındık yerine fıstık, badem ceviz gibi ürün kullanır...
  • Fiyat ucuz olursa daha çok satarsınız...
Yaşanan şey; Avrupalı alıcıları memnun etmek isteyen ve fındık fiyatlarını aşağı çekmek isteyen alivrecilerle, fiyatını yukarı çekmek isteyen fiskobirlik ve ziraat odaları arasındaki kavga...

Fındık da borsa gibi bazı etkenlerle dalgalanmaya hazır bir ürün. Sayın başbakanımızın "gidin paranızı fiskobirlikten alın" söylemi bu yüzden çok büyük önem taşıdı...

Fındık fiyatı açıklandıktan sonra, o sezon bitinceye kadar değişmemeli. Avrupalı alıcılar, özellikle bundan rahatsızlık duyuyor.

Fındık üreticileri, kendileri için haksız kazanç istemiyor. Fiyat belirleme hakkı istiyor.

Ürün fazlası olduğu yıllarda, bu kısmın stoklanması gerekiyor. Satışlardan ayrılacak (toplanacak) bir fonla, fındığın doğrudan kendisinin, kendini stoklayacak parayı sağlayacağı savunuluyor. Ama tüm bunlar tek tek üreticilerin altından kalkacağı şeyler değil. Bu yüzden devletin bir "fındık politikası" oluşturması, üretici ülke olarak bir "duruşa" sahip olması gerekiyor.

Ürün fazlası bahane edilip fiyat düşürülürse, bundan ülke olarak zararlı çıkılacağı söyleniyor.

Fındık sorunu sadece fındık üretenlerin sorunu değil. Toplanması aşamasında Güney ve Doğu Anadoludan gelen ciddi sayıda kişi çalışıyor.

Fiskobirlik için söylenen, inşaat, market işi yapacağına fındıkla ilgilen laflarının inşaat kısmı depremde zarar gören depolarının onarımına dayanıyor. Market (Fiskomar) konusu ise 1995 de başlanmış marketlere dayanıyor, yani yeni birşey değil. 2003'ten sonra açılmış yeni market yok.

Fiskobirliğin kredi alaması konusu sanırım zaman darlığı nedeniyle ayrıntılı konuşulamadı.

Oturuma davet edilen fındık alıcılarından hiç biri katılmadı...

Katılanlar:
Fiskobirlik Başkanı Salih Erdem
Türkiye Ziraat Odaları Birliği başkanı Şemsi Bayraktar
Giresun Ziraat Odası (GZO) Başkanı Özer Akbaşlı
Adını unuttuğum biri daha...

Özer Akbaşlı'nın söylediklerini bu kadar rakamı aklımda tutamadığım için tam aktaramamıştım, bunu internetten buldum, ekliyorum:

Alıntı:

Fındık üreticisinin son 3 yıldır genel tarım desteklemelerinin dışında tutulmasına rağmen, fındıktan ülke ekonomisine 4 milyar 235 milyon dolar gelir sağlandığına işaret eden Akbaşlı, "AK Parti hükümeti iş başına geldiğinde, yıllık fındık ihracat gelirimiz 600 milyon dolardı. 2003 yılında dönüm başına 25 YTL ek ödeme hariç, yeni ürün dönemlerinde 1 YTL dahi bir destek ya da kredi ödemesi yapılmadığı halde, fındıktan elde edilen gelir bu zaman dilimi içerisinde 2 milyar 400 milyon dolara ulaşmıştır. Bu rakam çok ciddi ve büyük bir rakamdır. Türkiye ekonomisinin en hassas konusu ve zor günlerinin nedeni ise cari açıktır. 2006 yılının ilk 3 ayında cari açık 8 milyar 600 milyon doları bulurken, yıl sonu tahminlerinin 30 milyar dolar civarında gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Cari açığın kapatılmasında 2 milyar dolar katkı sağlayan bu ürüne, Başbakanımız farklı bir gözle bakmak zorundadır. Bu ürüne sahip çıkılmazsa, gelecek dönemde cari açığın 1 milyar 500 milyon dolar daha artacağını söyleyebiliriz. Şayet bugün oluşan ve hemen her gün düşen fındık fiyatları, gelecek dönemde de bu seviyelerden işlem gördüğü takdirde 2006 yılı fındık ihracat rakamlarımız 600 milyon doları aşmayacak ve ülkemiz 1 milyar 500 milyon dolar açık verecektir" şeklinde konuştu.

FİSKOBİRLİK'in 4 yıldır Doğu Karadeniz için kutsal bir ürün olan fındığa sahip çıkmak ve üreticinin emeğinin karşılığını alması için mücadele ettiğini vurgulayan Akbaşlı, "Sadece 2 milyar 400 milyon doların, bölge ekonomisinde harcanmasından dolayı Hazine'ye kazandırılan KDV miktarı 583 milyon YTL'dir. Fındık üreticisinin son 3 yılda, kendisinin desteklemediği halde Hazine'ye 583 trilyon lira ek bir kazanç sağladığı bir gerçektir. Oysa biz üreticiler, 2005 yılı haziran ayında hükümetten hibe değil, geri dönüşü garanti altında olan 200 milyon YTL destek istedik" dedi.

Kaynak


Düzenleyen malina : 09-08-2006 saat 09:28
malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön