Köktepe ve turgut ve diğerleri davası a.i.h.m karar özeti
III. AİHS’NİN 41. MADDESİNİN UYGULANMASI HAKKINDA
100. AİHS’nin 41. maddesi aşağıda yer aldığı şekildedir:
“Mahkeme işbu Sözleşme ve protokollerinin ihlal edildiğine karar verirse ve ilgili Yüksek Sözleşmeci Tarafın iç hukuku bu ihlali ancak kısmen telafi edebiliyorsa, Mahkeme, gerektiği takdirde, hakkaniyete uygun bir surette, zarar gören tarafın tatminine hükmeder.”
101. Başvuran maddi tazminat olarak, 21.200 m²’lik toplam yüzölçümü için m² başına 83 Euro olmak üzere toplam 1.761.230 Euro talep etmektedir. Başvuran bu rakamı tespit ederken arazisini çevreleyen arazilerin değerlerini dikkate almıştır. Başvuran AİHM’nin bilgisine iki adet satış vaadi sözleşmesi sunmaktadır: birincisi 4.217.500 Euro değerindeki 13.762,56 m²’lik bir arazi; diğeri ise 2.078.050 Euro değerindeki 12.026,56 m²’lik bir başka araziye ilişkindir. Başvuran, sınırlamaya tabii alanın yüzölçümüne ilişkin belirli bir belgeye atıfta bulunmaksızın, arazinin tamamı için tazminat ödenmesini talep etmektedir. Başvuran, arazinin yalnız bir kısmına (yaklaşık 18.000 m²’lik kısmının) dava konusu tedbir uygulansa da arazinin kalan kısmının da işlevini kaybettiğini ileri sürmektedir. Ayrıca, başvuran 352.246 Euro tutarında gelir kaybına uğradığını ileri sürmekte ve bu zararının tazmin edilmesini talep etmektedir.
102. Başvuran manevi tazminat olarak 10.000 Euro talep etmektedir.
103. Başvuran avukatlık ücreti olarak 10.000 Euro, masraf ve harcamalar için 3.000 Euro ve Strazburg’da gerçekleştirilen duruşmaya katılmak amacıyla yapılan masraflar için de 5.000 Euro talep etmektedir.
104. Hükümet, aşırı yüksek ve dayanaktan yoksun bulduğu tazminat taleplerinin AİHM tarafından reddedilmesini talep etmektedir. Hükümet, dava konusu sınırlamanın belirli bir alanı kapsaması nedeniyle, başvuranın arazinin tamamına ilişkin olarak dile getirdiği tazminat talebinin kabul edilemez olduğunu belirtmektedir. Hükümet de arazinin hangi kısımlarının sınırlamaya tabii tutulduğuna dair somut bir belgeye de atıfta bulunamamaktadır.
105. Masraf ve harcamaların ödenmesi hususunda ise Hükümet, hiçbir şekilde desteklenmediğini belirterek bu taleplere itiraz etmektedir.
106. Mevcut dava koşullarında Savunmacı Devlet ile başvuranlar arasında olası bir uzlaşma ihtimalini göz önünde bulunduran AİHM, 41. maddenin uygulanmasının bu aşamada saklı tutulmasının uygun olacağına kanaat getirmektedir.
BU GEREKÇELERE DAYALI OLARAK AİHM,
1- Oybirliğiyle, başvuranın mülkiyet hakkına yönelik bir ihlalin var olduğuna ilişkin şikayetin kabul edilebilir, kalan kısmın ise kabul edilemez olduğuna;
2- İkiye karşı beş oyla 1 No’lu Ek Protokol’ün 1. maddesinin ihlal edildiğine;
3- İkiye karşı beşoyla, AİHS’nin 41. maddesinin henüz uygulanabilir olmadığını ve bu nedenle,
a) saklı tutulmasına;
b) Hükümet ve başvuranların, mevcut kararın kesinleşmesinden itibaren altı ay içinde bu mesele hakkındaki görüşlerini yazıyla kendisine bildirmeye ve bilhassa aralarında varacakları her türlü uzlaşmadan kendisini haberdar etmeye davet edilmesine;
c) Sonraki sürecin saklı tutulmasına ve gerektiğinde daire başkanının izlenecek süreci belirlemeye yetkili kılınmasına;
Karar vermiştir.
TURGUT VE DİĞERLERİ
III. AİHS’NİN 41. MADDESİNİN UYGULANMASI HAKKINDA
Maddi tazminat olarak, başvuranlar, 6. 458.130 YTL [yani 3.294.964 Euro] tutarındaki kısmı taşınmazın gerçek değeri, 3.229.065 YTL [yani 1.647.482. Euro] tutarındaki kısmı da, yargılama süreci boyunca yani kırk yıl boyunca mülklerinden yoksun kalmaları nedeniyle uğramış oldukları zararın tazmini olmak üzere toplamda 9.687.195 YTL [yani yaklaşık 4.942.466 Euro] talep etmektedirler. Bu bağlamda, başvuranlar, 15 Haziran 2006 tarihinde Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunulan bilirkişi raporunu temel almaktadırlar.
Başvuranlar, ayrıca 102.510 m2 lik alan için m2 si 69,66 YTL olmak üzere sözkonusu taşınmazı 7.140.846,60 YTL [yani yaklaşık 3.643.290 Euro] olarak değerlendiren 25 Şubat 2008 tarihli bilirkişi raporuna atıfta bulunmaktadırlar. Hükümet’in talebi üzerine sözkonusu bilirkişi raporu Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesi’ne de sunulmuş ancak Hükümet, Maliye Bakanlığı’na bağlı bir kurum olan Milli Emlak Dairesi Başkanlığı bünyesinde görevli kontrolör tarafından düzenlenen raporu esas alarak 25 Şubat 2008 tarihli bilirkişi raporuna itiraz etmiştir. 10 Mart 2008 tarihinde, Hazine avukatı, Milli Emlak Dairesi Başkanlığı bünyesinde görevli kontrolörün m2 sini 42 YTL olmak üzere taşınmazın değerini 4.305.420
YTL [yani 2.196.640 Euro] olarak belirlediği bilirkişi raporunu temel alarak yukarıda sözü edilen meblağa karşı çıkmıştır.
Başvuranlar, restitutio in integrum istemediklerini, zararlarına eşdeğer bir tazminat talep ettiklerini açıkça belirtmektedirler.
Hükümet, AİHM’ye, aşırı ve mesnetten yoksun olduğu hükmüne vardığı sözkonusu talepleri reddetmesi çağrısında bulunmaktadır. Hükümet, Milli Emlak Dairesi Başkanlığı bünyesinde görevli kontrolörün taşınmazın değerini 4.305.420 YTL olarak belirlediği raporunu dosyaya eklemektedir.
Başvuranlar, manevi tazminatı AİHM’nin takdirine bırakmaktadırlar.
Hükümet, manevi tazminat ödenmesine gerek olmadığı kanaatindedir.
Mevcut dava koşullarında Savunmacı Devlet ile başvuranlar arasında olası bir uzlaşma ihtimalini göz önünde bulunduran AİHM, 41. maddenin uygulanmasının bu aşamada saklı tutulmasının uygun olacağına kanaat getirmektedir.
BU GEREKÇELERE DAYALI OLARAK, AİHM, OYBİRLİĞİYLE,
1. Başvurunun kabuledilebilir olduğuna;
2. 1 No’lu Ek Protokol’ün 1. maddesinin ihlal edildiğine;
3. AİHS’nin 41. maddesinin uygulanması hususunun
a) saklı tutulmasına;
b) Hükümet ve başvuranların, kararın tebliğinden itibaren altı ay içinde bu mesele hakkındaki görüşlerini yazıyla kendisine bildirmeye ve bilhassa aralarında varacakları her türlü uzlaşmadan kendisini haberdar etmeye davet edilmesine;
c) Sonraki sürecin saklı tutulmasına ve gerektiğinde daire başkanının izlenecek süreci belirlemeye yetkili kılınmasına;
KARAR VERMİŞTİR.
İşbu karar Fransızca olarak hazırlanmış ve AİHM’nin iç tüzüğünün 77. maddesinin 2. ve 3. paragraflarına uygun olarak 8 Temmuz 2008 tarihinde yazılı olarak bildirilmiştir.
|