Türkiye’de tarım sektörünün başlıca iki sorunu vardır.Bunlar verimlilik ve tarımla uğraşan kesimin genel nüfusa oranıdır.Bugün ki haliyle yapılan desteklemede bu sorunları tetikleyen en önemli faktördür.Rakamlar üzerinden konuşursak 1988 yılında tarım Türkiye’de üretimin %17,9’unu istihdamın ise %46,5’i kapsıyor on yıl sonra ise üretimdeki pay %15 istihdamdaki pay ise %42,3 olarak değişmiş 2000 yılında ise tarım sektörünün GSMH içindeki payı %16 2003 yılında %12,2004 yılında ise %10 dolaylarındadır.Karşılaştırma bakımından bazı ülkelerdeki oranlar şöyledir.(2001 yılı baz alınarak)ABD’de tarım nüfusunun toplam nüfusa oranı %2,4 GSMH’da tarımın payı %1,7,istihdamda tarımın payı %2,1,Avrupa birliği ülkelerinde tarım nüfusunun toplam nüfusa oranı %4,9 GSMH’da tarımın payı %1,9’,İstihdamda tarımın payı 4,1dir. 1988 yılında tarım nüfusu 22 milyon iken 2001 yılında 20,3 milyona inmiştir.Yani sizin bahsettiğiniz kadar hızlı bir düşüş yok.Zaten olması da teknik olarak imkansızdır.
Verimliliğe gelince rakamlar daha çarpıcı
Tütünden başlarsak tütün üretiminde dünyada 5.sıradayız ama üretimdeki payı 2.5’tir.Dünya sebze üretiminde 4.sıradayız ancak üretimdeki payımız %2,7’dir.
Buğday da verimlilikte dünya 69’uncusuyuz destekleme alımı yaptığımız şeker pancarın da verimlilikte dünya 25’incisiyiz.
Tarımsal Verimlilik(1998-2000/Dünya bankası verileri)
Ülkeler Hububat verimi (kg/da) Tarım sektöründe Çalışanların katma değeri (Kişi/$)
Türkiye 229 1,858
Danimarka 612 52,809
Japonya 597 30,620
Arjantin 345 9,983
Macaristan 450 4,860
Özbekistan 259 1,621
Türkiye için acıklı bir durum .Demek ki hamasetle bu sorunlar çözülmüyor.
Buradaki rakamlar çok kabaca ülkemizin tarımsal yapısını analiz ediyor aslında düşük verimlilik ve düşük gelir ne yazık ki.
Sorun sistemin sorunudur,bu sorun giderilmedikçe geçmişte mercimekte yaşanılanlar,bugün fındıkta yaşanır,gelecekte başka bir üründe bugüne kadar yapılan yanlış desteklemelerin bizi getirdiği nokta burasıdır artık bu yanlışta ısrar etmenin anlamı da yoktur. Yapılması gerekenler bence;
Devlet doğrudan gelir desteğine devam etmelidir,çiftçi ektiği kadar alanın parasını nakit olarak almalıdır.
Mal alımı şeklindeki uygulamadan vazgeçilmelidir bu zaten tembel olan çiftçiyi daha da tembelleştirmektedir.
Ürünleri saklayacak depolar yapılmasına destek verilmeli ürünlerin mevsiminden sonra satılmasına olanak sağlanmalı
Alternatif ürünlere yönlendirilmeli bu arada oluşacak üretim kaybı karşılanmalıdır.
Çiftçi dış dünya ile rekabet edebilecek düzeye getirilmelidir,verim mutlaka yükseltilmelidir.
Son Söz

evir balığı değil oltayı ele alma devridir.