agaclar.net
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
|
HASAT ve DEPOLAMA
Hasat
Ülkemizde pamuk hasadı genellikle elle ve 2 defada yapılmaktadır. Son yıllarda makine ile hasat da yaygınlaşmaktadır. Hasat zamanı, iklim koşullarına, pamuk çeşidine ve ekim zamanına göre değişir. Pamuk hasadına kozaların en az % 60' ı açtığında başlanılmalıdır. Pamuk hasadında dikkat edilecek en önemli konu, pamuğun yaş ve çepelli toplanmamasıdır. Yağışlardan sonra tarlaya girmekte acele edilmemeli ve kütlü pamuk mutlaka bitki üzerinde kurumalıdır. Çiğ olmuşsa, nemli toplanan pamuklar serilmeli ve kuruduktan sonra balyalanmalıdır. Nemli ve kirli toplanan pamukların kalite özelliklerinde önemli kayıplar olmaktadır. Hasatta dikkat edilmesi gereken diğer önemli bir konu toplanan kütlülerin konulduğu çuvalların plastikten yapılmış olmasıdır. Eğer plastik ve jütten yapılmış çuvallar kullanılırsa kütlüye karışabilmekte, bu da kontaminasyona neden olmaktadır.
Makinalı Pamuk Hasadı
Dünya pamuk üreticilerinin yaklaşık % 30’u makine ile hasat yapmaktadır. Avustralya, İsrail ve Amerika’da pamuk hasadı sadece makine ile yapılmaktadır. Bu ülkeleri Yunanistan (% 92), Arjantin (%75), Özbekistan (%30-40) izlemektedir. Pakistan ve Türkiye’de makinalı hasada hazırlık yapılmaktadır. Ülkemizde pamuk hasadının tamamına yakını elle gerçekleştirilmektedir.
Ancak hasatta işçilik maliyeti toplam cironun % 15-20’ si gibi çok yüksek oranlara ulaşmaktadır. Hasat maliyetinin giderek yükselmesi, bunun yanında işçi temininde ve çalıştırılmasında zorluklar yaşanması pamuk üretimimizi olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle makinalı pamuk hasadı büyük önem kazanmaktadır. 76 cm sıra aralıklı 4 sıra toplayıcı tip kendi yürür bir hasat makinesinin 1 saatlik çalışma süresinde hasat edebileceği alan miktarı ilk toplamada yaklaşık 1,2 ha (12 da), ikinci toplamada ise 1,6 ha dolayında olup, yaklaşık 10 saatlik günlük çalışma süresinde bu alan 120 da kadardır. Bunun karşılığı ise yaklaşık 400 dolayında toplama işçisidir. Makine ile hasatta toplam ürün kayıpları
% 3-12 arasında değişmekle birlikte ortalama % 10 dolayındadır.
Elle hasatta bu oran % 4-5 arasında değişmektedir. Elle pamuk hasadında naylon çuvalların kullanılması sonucunda çuval parçaları kütlü içine karışmakta, çırçır fabrikalarında kütlünün işlenmesi esnasında da elyafın içine karışmaktadır. Bu elyaflardan elde edilen iplik ve kumaşların boyanmasında büyük problemler ortaya çıkmakta, karışan naylon parçalar iplik ve kumaşın kalitesini bozup değerini düşürmektedir. Tekstil sanayimizi büyük çapta zarara uğratmaktadır.
Bu nedenlerden dolayı; Ülkemiz pamuk tarımının geliştirilerek sürdürülmesi makinalı hasat uygulamalarının başlatılmasını gerektirmektedir.
Kütlü Pamuğun Depolanması
Hasat edilen pamuk uygun depolarda, çırçırlanıncaya kadar depolanır. Depoların betonarme **** demir konstrüksiyon, sağlam örtülü depolar olması, pamuğun depo tabanından nem almasına mani olacak izolasyon tedbirlerinin alınmış olması, birden fazla depo aynı alanda ise aralarında yeterli güvenlik mesafelerinin olması, depo çevrelerinin ve ara yolların beton olması, depo alanında yangın ihbar ve müdahale sisteminin bulunması gerekir. Depolamada esas olan, pamuğun depolanması süresince ıslanmaması, alttan ve üstten su ve rutubet almaması, yeterince havalanma imkanının olmasıdır. Bunun için deponun veya depolama alanının tabanı ve üst örtüsü pamuğu depolama süresince emniyetli şekilde koruyacak yapıda ve malzemeden olmalıdır. Pamuğu depoda muhafaza etmek için alınan tedbirler, depolama süresi boyunca sık sık kontrol edilerek, sürdürülmelidir. Kütlü pamuk depolamasında, yangın önemli bir tehdittir. Bunun için, depo içi ve çevresi koruyucu güvenlik tedbirleri alınmalı, depo mutlaka sigorta ettirilmelidir. Depolama lif kalitesi üzerine etki eden en önemli etkenlerden biridir. Pamuk depolarken aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir.
- Çok nemli pamuklar depolanmamalıdır. Pamuğun depolanabilmesi için en uygun rutubet miktarı % 6-10 aralığındaki rutubettir. Normal tabiat şartlarında kütlü pamuk en az % 5-6 ve üzerinde rutubet bulundurur. % 8,5 ve üzerinde rutubet taşıyan pamuklar depoya alınmamalıdır.
- Depo hacminin en çok 3/4' ü doldurulmalıdır. Aksi takdirde kütlü pamuk yeterince havalanamayacağından, kızışma için uygun bir ortam meydana gelir.
- Farklı çeşit ve kalitedeki kütlü pamuklar mümkünse aynı depoya konulmamalı, **** depo içinde birbirlerinden ayrı depolanmalı, istif edilmelidir.
- El ,2. El ve varsa sonraki el toplanan pamuklar depoda bir arada olmamalı **** karıştırılmamalıdır.
- Kütlü pamuk depolamasında esas olan, kütlü pamuğun depoda kızışmadan çırçırlamaya kadar bekletilmesidir. Kızışan pamuğun lifleri, mukavemetini kaybeder ve kolay kopar, lekelenir, çırçırlandığında fazla miktarda neps teşekkül eder. Tohumun çimlenme yeteneği azalır, yağlığa bile elverişsiz hale gelebilir.
Pamukta Lif Kalitesi Ve Kaliteyi Etkileyen Başlıca Etmenler
Pamuk tarımında çeşit seçiminde üretici açısından en önemli kriter kütlü verimi iken, çırçırcı açışından çırçır randımanı, iplikçi açısından lif kalite özellikleridir. Islahçı açısından ise en önemli kriter tüm özelliklerin bir arada bulunması, diğer bir ifade ile verimli, çırçır randımanı ve lif kalitesinin yüksek olmasıdır. Ancak, bugüne kadar ülkemiz pamuk alım sisteminde çırçır randımanının ve renk derecelerinin kriter olarak alınması, alım sisteminin tek balya sistemine göre yapılamaması, elyaf kalitesinin gözardı edilmesine neden olmuştur.
Ülkemizde yetiştirilen pamuk çeşitlerinin tamamına yakını, orta elyaflı (Upland) pamuklardır. Orta elyaflı pamuklar çırçırlama şekli ile sawgin, rollergin veya lintergin pamukları olarak adlandırılırlar. Ülkemizde rollergin çırçır makinalarında işlenen pamuklar ayrıca üretildikleri bölgelere göre Türkiye-Ege, Türkiye-Ege Tipi ve Türkiye-Çukurova olarak adlandırılmaktadırlar.
Pamukta lif kalitesi üzerine çeşit ile birlikte ekim tarihi, yabancı ot yoğunluğu, zararlı yoğunluğu, hastalık durumu, bitki sıklığı, gübreleme, defiolant kullanımı, sulama uygulamaları, hasat koşulları ve zamanı, bitki büyüme düzenleyicileri kullanımı, depolama koşulları, çevre koşulları (sıcaklık, ışık, yağış durumu vb.) gibi birçok çevresel etmen etkilidir.
Pamukta elyaf kalitesini belirleyen lif fiziksel özellikleri; Lif inceliği, lif uzunluğu, elyaf kopma dayanıklılığı, elyaf yeknesaklığı, elyaf kopma uzaması, kısa lif içeriği, elyaf olgunluğu, elyaf nep içeriği, elyafta yapışkanlık, parlaklık, sarılık, elyaf rengi ve elyaf yabancı madde içeriği gibi özelliklerdir. Bu özellikler HVI (High Volume Instrument) adı verilen lif analiz cihazı ile saptanabilmektedir. Bu özellikler dışında elyafın en son aşaması olan tekstil aşamasında ortaya çıkabilen bazı özellikleri bulunmaktadır. Bu özellikler üzerine bazen çeşit etkili bulunurken bazen çevre şartları daha etkili bulunmuştur.
Pamuk lifinin bazı fiziksel özellikleri
Lif İnceliği : Pamuk elyafında lif inceliği üzerine öncelikle çeşit seçimi etkili olmakla birlikte çevre şartları ve yetiştirme koşulları da etkilidir. Genel olarak lif inceliğinin 3.7 ile 4.2 mic. olması istenir. Kalın liflerden kalın iplikler ince liflerden ince iplikler yapılabilir. Ancak liflerin çok ince olması da 'nep' denilen lif dolaşmalarına neden olduğundan istenmeyen bir durumdur. Ekim tarihi, su stresi ve sıcaklık stresi, sulama uygulamaları, gübreleme, bitki büyüme düzenleyicileri, hastalık ve zararlı yoğunluğu, yabancı ot, defiolant uygulamaları ve hasat yöntemleri ve lif olgunluğu lif inceliği üzerine etkili etmenlerdir.
Elyaf Kopma Dayanıklılığı (Lif Mukavemeti) : Pamuk elyafında lif mukavemeti üzerine öncelikle çeşit seçimi etkili olmakla birlikte çevre şartları ve yetiştirme koşulları da etkilidir. İstenen kumaş tipine veya kullanılacak iplik eğirme sistemine göre değişmekle birlikte genellikle lif mukavemetinin 27g/tex ve üzerinde olması istenir. Kumaş dayanıklılığını direkt olarak etkilemektedir. Mukavemeti yüksek olan pamukların eğrilmeleri sırasında daha az kopma sorunları yaşanmaktadır. Lif mukavemeti su stresi, sulama uygulamaları gibi çevresel etkenle birlikte birçok fiziksel ve mikrobiyel zararlanmalar ile değişebilmektedir.
Lif Uzunluğu : Pamuk elyafında lif uzunluğu üzerine öncelikle çeşit seçimi etkili olmakla birlikte çevre şartları ve yetiştirme koşulları da kısa lifli pamuklardan yapılan ipliklerde ipliğin dış yüzeyi de daha fazla elyaf ucu görüneceğinden iplikte havlı bir görüntü oluşmakta ve bu hav tabakası kumaş yapımı esnasında iplikler arasındaki sürtünmeyi artırdığından kopmalara neden olmakta ve kumaşın da tüylü görünmesine neden olmaktadır.
Lif uzunluğunun çeşide bağlı olarak değişmekle birlikte, maksimum lif uzunluğunun 19-20 °C gece sıcaklığında oluşmaktadır. Maksimum ve minimum sıcaklıkların artmasıyla lif uzunluğu azalmaktadır. Ayrıca su stresi gibi çevresel etmenler lif uzunluğunu azaltmaktadır.
Yeknesaklık (uniformite) oranı (%): Elyaf sathının genel dağılımı hakkında fikir verir. HVI cihazı ile ölçülür. İyi bir iplik yapımı için yüksek olması istenir. Lif olgunluğu azaldıkça üniformite oranı azalır.
Kısa Lif İçeriği : 12 mm’den kısa olan liflerin yüzdesidir. Eğirme açısından kısa lifler hiçbir zaman arzu edilmez. %10’un altında olması istenir. Çeşit, olgunluk ve çırçırlama yöntemi ile yakından ilişkilidir.
Esneklik (Lif kopma uzaması): Liflerin kopma derecesine kadar çekilip bırakıldığında tekrar eski halini almasıdır. Liflerin olgunluğu ile yakından ilişkilidir. Elastikiyeti yüksek olan pamuklardan yüksek numaralı ve mukavemetli iplik elde edilir. Bu liflerde kopma, kırılma ve kısa elyaf içeriği düşüktür. Giyim sanayiinde kullanılacak liflerin esnekliklerinin yüksek olması istenir. Aynı kopma mukavemetine sahip iki pamuktan esnek olanı eğirme esnasında daha iyi işlenme avantajına sahiptir. Eğirme sistemlerinde % 7 ve daha yukarı esneklik değerleri arzu edilmektedir. Lif olgunluğu azaldıkça lif kopma uzaması azalır.
Olgunluk: Pamuk elyafının kalitesini belirleyen başlıca faktörlerden biridir. Yetiştirme periyodu süresince aşırı sıcaklık ve kuraklık, nispi nem, gece ve gündüz sıcaklık farkları, güneş ışığı, yağış zamanı ve yağış miktarı, gereğinden fazla azotlu gübre uygulamaları, aşırı sulama uygulamaları olgunlaşmayı geciktirirken, olgunlaşmamış kozaların hasat edilmesi elyafta düşük olgunluk değerine neden olmaktadır. Ayrıca, makinalı hasatta erken defiolant uygulamaları lif olgunluğunu azaltmaktadır.
Yapışkanlık: Pamukta lif kalitesini olumsuz olarak etkileyen unsurlardan olan yapışkanlık, pamuk lifinde görülen önemli bir sorundur. İplik yapımında işletme sorunlarına neden olarak, iplik randımanının düşmesine neden olur.
Yapışkanlık, bitki tarafından oluşturulan fizyolojik şekerlerden, bazı zararlı böceklerden (Beyaz sinek, yaprak biti vb.), çevre koşullarından, yetiştirme tekniklerinden, değişik amaçla kullanılan kimyasallardan, toplama ve çırçırlama hatalarından (tohum ve tohum kabuğu parçalarının ezilmesi) veya depolama koşullarından kaynaklanabilmektedir.
Düğümcük (Nep): Elyafta meydana gelen düğümcüklerdir. Pamuk lifinde nep, nap ve mote olmak üzere üç farklı şekilde bulunurlar. Olgunlaşmamış liflerde veya elyafın hatalı işlenmesiyle (depolama, çırçırlama vb.) oluşurlar.
Parlaklık: Elyafın ışığı yansıtma derecesidir. Tek bir lifin büklüm sayısıyla ve lif olgunluğu ile yakından ilişkilidir. Çeşit, hasat zamanı, hasat şekli, hasat koşulları lifin parlaklığı üzerine direkt etkili olan faktörlerdir.
Sarılık: Pamuğun arazi koşullarında bekletilmesi esnasında çeşitli mikroorganizmaların faaliyetlerin etkisiyle değişmektedir. Yüksek sarılık değeri düzensiz boyamalara neden olmaktadır. Yüksek N uygulamasının elyaf sarılık değerinde artışa neden olur, aynı zamanda geç ekimin parlaklık ve sarılık değerlerini arttırmaktadır.
Yabancı Madde: Pamuk içerisindeki yabancı madde, lifin karakterini etkileyen bir faktör olmamakla birlikte kütlü veya elyafın derecesini tayin eden önemli bir unsurdur.
Tekstil mamullerinin üretim aşamasında hemen her basamakta elyaf içerisindeki yabancı maddeler sorun yaratmaktadır. Bu maddeler organik, inorganik imalat ürünleri veya yağ ve kimyasal maddeler olmak üzere gruplandırılırlar.
Organik maddeler:
- Pamuk bitkisine ilişkin unsurlar (yaprak, yaprak sapı, tarak, brakte, koza parçaları, kör koza, funiculus, tohum kabuğu vb.)
- Yabancı ot artıkları
- Kıl, yün, kuş tüyü, kağıt, deri vb. kaynaklı yabancı madde bulaşmaları
- Hastalık etmenleri (küf mantarları vb.) kaynaklı bulaşmalar
İnorganik kaynaklı maddeler: Hasat, nakliye veya çırçırlama esnasında kütlüye veya elyafa bulaşabilirler.
- Toprak, kum vb.
- Metal , çivi, tel vb.
İmalat ürünleri: Değişik aşamalarda kütlüye veya life bulaşan sentetikler, jüt ve kanaviçe artıkları, pamuklu dokuma ve iplik artıkları olarak gruplandırılırlar
Yağ ve kimyasal maddeler: Çırçırlama ve nakliye esnasında balyaların etiketlenmesinde ve hasat esnasında yaprak döktürücü olarak kullanılan kimyasallardan kaynaklanan yabancı maddelerdir.
Renk Derecesi : Pamuğun renk derecesi Rd ve +b değerleri kullanılarak bu amaçla hazırlanmış bir çizelge yardımıyla tespit edilmektedir. Parlaklık ve sarılık derecesi olarak tanımlanan lif rengi, elyaf kalitesinin belirleyen önemli bir unsurdur. Özellikle açık renkli mamuller için hammadde renginin önemi büyüktür. Kozalar açıldıktan sonra ürünün uzun süre tarlada bırakılması, hava şartlarının elyaf renginin grileşmesine neden olur. Ayrıca, hasat edilen kütlünün yüksek nemde bir süre bekletilmesi veya bu kütlülerin çırçırlanması esnasında meydana gelen çiğit ezilmeleri elyaf renginin bozulmasına neden olur.
Lif kalitesi üzerine etki eden bazı çevresel etmenler
Hasat koşulları ve hasat şekli: Hasat koşulları ve şekli lif kalitesi üzerine etki eden etmenlerden biridir. Hasat esnasında kütlünün içerdiği nem oranı ve elyafın yabancı madde içeriği elyaf kalitesi üzerine etki eden etmenlerin başında gelir. Ayrıca, makinalı hasatta yanlış defiolant uygulaması bazı lif özelliklerinin olumsuz etkilenmesine neden olmaktadır. Makinalı hasatta elde edilen kütlülerin yabancı madde miktarları elle hasada göre daha yüksek olduğu yapılan araştırmalarda ortaya konmuştur.
Çırçırlama: Lif kalitesi üzerine etki eden en önemli etkenlerden biridir. İyi bir çırçırlama için kütlü rutubetinin % 8 ila 9 arasında olması gerekir. Rutubetin gereğinden fazla olması liflerde sicimleme, nap veya nep oluşumuna neden olurken, gereğinden düşük olması ise elyaf kırılma veya kopmalarına neden olur. Çırçır makinalarının ayarlarının iyi yapılamaması, çekirdek ezilmelerine neden olur. Bu durumda çekirdek parçalarının (çekirdek kabuğu, badem) elyafa karışmasına neden olur. Elyaftaki yabancı madde miktarı çırçırlama şekli ile değişmektedir.
Lif Ve Elyaf Kalitesini Arttırmak İçin Alınması Gereken Önlemler
- Çeşit seçimi iyi yapılmalı
- Ekim zamanı çeşide göre iyi tespit edilmeli
- Aşırı sulama ve gübre uygulamalarından kaçınılmalı
- Kültürel uygulamalar zamanında ve uygun şekilde yapılmalı
- Hasat en uygun zamanda yapılmalı
- Kör ve olgunlaşmamış kozalar toplanmamalı
- Sabah erken saatlerde veya yağış sonrası kütlüler nemli iken hasada başlanmamalı
- Hasat ve depolama esnasında çeşitler karıştırılmamalı
- Hasat ve depolama esnasında birinci ve ikinci el kütlüler karıştırılmamalı
- Hasat esnasında kütlüye yabancı madde karışımı önlenmeli
- Hasat ve balyalama esnasında naylon çuval, naylon ip gibi sentetik ürünler kesinlikle kullanılmamalı, pamuklu malzeme kullanılmalı
- Hasat sonrası kütlüler uygun koşullarda depolanmalıdır.
Kaynak : Suruç Tarım İlçe Müdürlüğü
|