aslında bu papağanlar iki farklı türe aitmiş.
ben de (daha küçük olanını) silivri-gümüşyaka'da gördüm.
Türkiye’de ise doğal ortamda iki tür papağan yaşamaktadır. Bunlardan biri olan Yeşil Papağan artık yaygın biçimde İstanbul’un tüm ağaçlı ve koruluk bölgelerinde gözlenebilmektedir. Baştan ayağa yeşil tüylerle kaplı olan bu cinsin sadece boyun bölgesinde siyah-kırmızı bir şerit halinde, kolye görünümünde olan bir hat bulunur. Bu yüzden kimileri bu kuşu kolyeli yeşil papağan olarak da isimlendirir. Yeşil Papağanı İstanbul’da Çamlıca’da, Emirgan’da, Gülhane’de, Ankara’da Atatürk Orman Çiftliğinde ve yurdun diğer bölgelerinde sık ağaçlı koruların bulunduğu alanlarda görmek mümkündür.
Ülkemizde sadece İstanbul’da, özellikle de Gülhane Parkı ve Topkapı Sarayının bahçelerinde gözlenebilecek bir başka papağan daha vardır. Bu ender görülen ikinci tür, yeşil papağanlara göre daha iri yapılı, gagası daha kalın, yeşil tüylü ancak kanat üzerinde, omuz başlarında kırmızı tüyleri bulunan ve kuyruk altı sarımsı olan İskenderiye Papağanı’dı . Bu kuşu yeşil papağandan ayıran niteliklerden biri de kolyesinin bulunmamasıdır. Anayurtları Hindistan olan İskenderiye Papağanlarının görüldüğü en batı nokta yakın zamana kadar Basra Körfeziydi. Ancak Türkiye’ye kaçak olarak getirilen papağanlar kafeslerden kaçınca İstanbul’un da artık İskenderiye Papağanları olmuş. Bugün İstanbul’da görülen İskenderiye Papağanları da büyük olasılıkla söz konusu kaçaklardan şehrin iklimine adapte olmayı başaranlardır. Papağanlar Türkiye’ye yerleşmekle kalmamış ülke şartlarında üremeyi de başarmışlardır. İskenderiye Papağanlarının üreyen bir koloni olduğu ilk kez bu yıl Topkapı Sarayının bahçesinde çınar kovuklarındaki yavrularıyla birlikte fotograflanmalarıyla kanıtlanmıştır..
''kaçaklar'' efsanesine ben de taviz vermiyorum; halit togay'la hemfikirim.