Herkese merhabalar,
Aranıza yeni katılmış olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. 28 Kasım' dan beri yaptığınız bütün çalışmaları büyük bir ilgi ile okuyorum. Her satırını kaçırmamaya çalışıyorum.
Bu güne kadar sadece Sayın Kudret Tezel' le tanışmış oldum ama derler ya bir kitap okudum hayatım değişti diye. Bende siteye üye olduktan sonra yapılan ve yazılanlardan o kadar etkilendim ki, bu işe başlayacaksam otomatik düzenle başlamalıyım dedim ve Sayın Tezel' le yaptığımız ilk yazışmada Topraksız Tarım Uygulamaları (Şematik anlatım) başlığındaki sayfada birde çizim yaparak fikrini sormuştum. Sağolsun bana öyle bir uyarıda bulundu ki tekrar bütün forumu yeniden incelemek durumunda kaldım ve Sayın Elektronik'in Durgun Su Kültürü ve otomatik besin seviye algılama sistemi başlığındaki sayfaları okuyunca konuya bakıştaki ufkum değişti.
O sayfalarda Sayın Elektronikin yetiştirdiği salatalık resimlerindeki kökleri ve beraberinde yazdıklarını okuyunca bu iş için otomatik devri daim sistemlerinin gereksiz olduğuna kani oldum ve hatta besini devri daim yaparak ana besleme tankına gönderilen EC ' si yükselmiş kirli besin ile bir anda depodaki bütün sıvıyı EC' si ve Ph' ı belirsiz bir sıvı haline getirdiğimizi keşfettim. Buradaki tek amaç köklere her daim günlük ihtiyacı olan 1,5 - 2 litre besin sıvısını ulaştırmak ve besin sıvısı değişim periyodunda kökleri iyice yıkamak, birde köklere verilen besin sıvısına gerekli oksijeni karıştırarak havalandırmak. Elektronik' in sayfalarını okurken sonlara doğru Sayın akinselçuk' un elekronik bilgisi olmayanlar için seviye düzeneği diye hazırladığı bir çizimi gördüm. Kendisine buradan çok teşekkürler ediyorum. Çünki kafamdaki düşündüğüm projede bütün taşlar yerlerine oturmuş oldu. Bu arada Sayın Tezel'in akıllı saksı sisteminide incelemiş ve nasıl geliştirebilirim diye kafa patlatıyordum.
Çizdiğim ilk teknik resimde ben 6 kök domates fidesi için bir düzenek hazırlamıştım ama hiç iki kök domatesi yan yana yetiştirmemiş biri olarak, domates fidelerinin ne kadar dm2 alana ihtiyaç duyabileceklerini hesaba katmamıştım. Sayın Kudret Tezel bu eksiğimi gösterip mevcut düzeneğe bir veya en fazla iki kök domates fidesi sığar deyince her şeyi yeni baştan düşünmek zorunda kaldım.
Balkonda o kadar büyük yeri bulmakta ve öyle bir sistemde o kadar kök için gerekli ana besin tankını sıvısı ile birlikte balkonda barındırmakta problem olacaktı. Hatta bu arada Sayın Malbman' ın 11 şişeli akan su kültürü sisteminide inceledim. Gittim yepyeni pompa bile aldım. Daha küçük besin deposu ile 11 adet saksıyı besleyebildiği için. Ama yine de sistemde dolaştırdığı sıvı 2 Adet damacanadan fazladır. Ama sistemi devreye aldıktan bir gün sonra sayın Malbman' a veya akan su kültürü ile akan sıvıyı ana besin tankına geri döndüren herhangi birine ana besin tankındaki sıvının EC' si ve Ph' ı nedir diye sorsanız yeniden ölçüm yapmadan size hiç bir şey söyleyemez.
Halbuki bir önceki mesajımda eklediğim çizimle ilgili çalışmalarımı bütün bayram boyunca sürdürdüm ve çeşitli deneyler yaptım. Sayın Nariçi sizin tereddütlerinizi Elektronik'in sayfasına Kahyanur diye bir arkadaşımız da sormuştu. Damacanın ağzı açık ters çevirirsek konulurken su foşş diye boşalacak diye korkusu vardı.
Bayramda bunun denemelerini yaptım, akışı kontrol edebilmek için önce deliğin kontrol edilebilir ölçüde olması gerekir diye düşünerek ve seviye kontrolu yapmak için damacanın mavi kapağını hiç çıkarmadan tam ortasına bir tükenmez kalemin plastik boru kısmının sıkı geçeceği şekilde delik deldim ve kalemden elde ettiğim boruyuda aşağı yukarı kaydırarak PVC borudaki sıvı seviyesini kontrol etmeyi düşündüm. Deney gayet olumlu idi. Damacanadan hiç sıvı sıçratmadan parmağınızla borunun ucunu tıkayarak ters çevirip PVC borunun üstüne yerleştirebiliyordunuz ama bir sorun olduğunu farkettim. Seri bağlı ikinci PVC borudan (Yani benim saksı olarak kullanacağım ve bitkinin köklerinin sıvıyı içerek azaltacağı) akvaryum hortumu ile sifon yaparak suyu boşaltmaya başladığım halde damacanadan sisteme su beslemesi yapmıyordu. Yani tükenmez kalemin iç kesiti damacana içine yeterince hava girişini sağlamıyordu. Bunun üzerine damacana kapağındaki kalem borusunu çıkardım ve mavi kapak üzerindeki deliği yine parmakla tıkanacilecek bir boyutta olmak kaydı ile büyüttüm ve hiç su sıçratmadan PVC boru üzerine koydum ve sistem diğer PVC borudan su azaltmamla birlikte tıkır tıkır çalışmaya başladı. Yalnız yine bir problem vardı. Ben PVC boruların ikisinide aynı boy almıştım. Halbuki damacananın boyun kısmı 8 - 9 cm PVC borunun içine girdiği için ikinci PVC boruda da su seviyesi 8 -9 cm aşağıda kalıyordu. Halbuki ben sıvıyı tutturacağım strafor diski PVC borunun içine yüzer şekilde sıvı ile temaslı bırakmak istiyordum ve sıvının PVC borunun üst kenarından 3-4 cm aşağıda olmasını istiyordum. Demek ki benim sıvı seviyesini bir şekilde kontrol etmem gerekti. Bayram olmasına bakmadan tekrar PVC boru satan yerin yolunu tuttum ve bir adet kayar manşon aldım. Bunu damacanayı yerleştireceğim PVC borunun üstüne taktım ve kayma özelliğinden de faydalanarak çok basit bir seviye kontrol düzeneği oluşturdum.
Buradan bana bu fikir için ışık tutan akinselçuk' a tekrar teşekkür ediyorum. Sonra sistemin çalıştığını görünce aklıma neden seri olarak bu düzeneğe ilave PVC boru saksılar ilave etmeyeyim diye düşündüm ve bayram biter bitmez Ümraniye' de damla boru sistemleri boru ve bağlantı parçaları satan bir firmanın içinde buldum kendimi. Bir hevesle iki adet İlave Ø110 PVC boru ve uç kapatma tapası, vana, dirsek, Te, boru ve contalardan gereğinden de fazla alarak eve döndüm. Bu arada Bauhaustan PVC boruları delmek için özel bir matkap ucuna takılan freze çakısı aldım. PVC boruları deldim. Damla sulamacıdan aldığım contaları taktım, delik çapı çok az büyük geldiği için tüm hevesim kursağımda kaldı. Contalar vazife göremez halde idi. Contaların PVC boruya geçtiği yerleri silikon tabancası ile doldurdum ve ertesi güne kurumaya bıraktım.
Bu sabah uyanır uyanmaz ilk işim PVC borulara su doldurup sızdırmazlık denemesi yapmak oldu ama sonuç yine hüsran. Damla sulamada branşmanlarda su kaçırsada (damla şeklinde) yine toprağa ve bitki köküne ulaşacağı için sızdırmazlık o kadar önemli değil ama balkonda damlayan her damla su etrafı kirleteceği için problem olacak. Bu yüzden aldığım bütün bağlantı elemanlarından vazgeçip bu bağlantıları Pnömatik devrelerinde kullanılan fitting ve hortumlarla yapacağım.
Benim kafamda projede bir eksiklik kalmadı. Tek eksiğim Sayın Kudret Tezel' den sıvı besin kitlerini alıp sistemi doldurup çalışır vaziyete getirmek. Ondan sonrası fide için tohum ve çimlendirme işine girmek. Elimde geçen seneden toprak saksı için aldığım Marmande cinsi domates ve salatalık tohumu var. Ayrıca birde bir tanıdık yöresini şimdi hatırlamıyorum pembe domateslere benzeyen çok iri bir domates cinsinden yememiz için hediye göndermişti. Domates çok hoşuma gittiği için çekirdeklerinden çok az bir miktar alıp peçetenin arasına koymuştum. O zaman henüz agaclar.net hastalığım başlamamıştı.
Sırası gelmişken bir prototip olarak yaptığım bu sistemi forumda bu işte tecrübeli bütün arkadaşlarla tartışmak isterim. Çünki sistemde saksı içindeki sıvıyı ve kökleri havalandırmak için kullanılacak hava motorunun gücünden başka bir enerji sarfiyatı yok, sistemdeki svı her an kontrol altında. Neden diyeceksiniz? Benim düşündüğüm sistemde her bir saksıda Ø110x300 = 2,6 litre sıvı boşluğu var, bundan birde bitkinin köklerinin kapladığı hacim düşülerse nerede ise 1-1,5 litrelik bir sıvı hacmi var. Bu da yine sayın Kudret Tezel' in tecrübelerinden öğrendiğim kadarıyla bir kök domates fidesinin bir günlük besin ihtiyacı. Yani ben besleme tankı olmayan bir manuel sulama sistemli saksı yapsa idim hergün gelip bu saksıyı dolduracaktımve akşama kadar fide bu suyu içip bitirecekti. Dolayısıyla ben hergün EC ve Ph' sını bildiğim yeni sıvı takviye edecektim, buda benim ana besin tankımda her an için hazır var zaten. Tek dikkat edilecek husus bitki yapraklarının rengine ve gelişmesine bakılarak veya 15-20 günlük periyotlarla kökleri PVC boru içinden çıkarıp temiz su ile yıkamak. Atladığım veya göremediğim bir şeyler varsa uyarılarınızı bekliyorum. Hatta bu konuda sera ile uğraştığı için Envor' un eleştirilerini bilmek isterdim. Çünki yaptığım bu prototip çalışır ve domates alabilirsem Sayın Envor' la bu sistemin normal seralarda da uygulanabilirliği konusunda tartışmak istiyorum. Minimum enerji ve sıvı besin sarfiyatıyla iyi bir çözüm olabileceği kanısındayım.
Kudret Bey sizdende sabırsızlıkla eleştirilerinizi ve sıvı besin temini için yardımlarınızı bekliyorum. Saygılar.
Düzenleyen Sarıcan : 08-03-2009 saat 06:57
Neden: paragraf eklemek
|