View Single Post
Eski 25-07-2006, 16:53   #18
Yalnız Çınar
Yalnız Çınar
 
Giriş Tarihi: 22-05-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 103
İşte çelişki tam burada Arsakay anlasana. Üretemediğimiz üründen alınması planlanan ancak almak mümkün olmayan bir vergiyi tartışıyoruz.
Hiçbir biyodizel tesisi kesintisiz üretim yapamıyor ki; Biyodizel üretmek için yağ lazım, yağ için ekip dikip yetiştirmek lazım. Sanayici için kolay olan hemen ham maddeyi ithal edivermek çözüm görünüyor. Üretinceye kadar beklemek çok uzun süre geliyor oysa tesisini yapmadan önce planlamayı doğru yapsaydı bugün bu sıkıntıları yaşamayacaktı.
Bende bir biyodizel üreticisi adayıyım. Tam üç yıldır araştırıyorum. Üniversitelerde ve daha birçok alanda halen araştırmalarım sürüyor. Yurt içi ve yurtdışında birçok konferansı takip ettim. Dünya genelinde ve Avrupada bu iş nasıl yapılıyor, başarı neler yapılırsa elde ediliyor takip ediyorum.
Petrol dağıtım şirketlerinin politikalarından, Tarım Bakanlığına, Çevre Orman Bakanlığından, Enerji Bakanlığına EPDK ya, EİEİ ne TUBİTAK a ve Üniversitelerdeki bu işe gönül vermiş değerli Hocalarıma kadar sürekli irtibat halindeyim ve ben biliyorum ki; üreteceğim biyodizelin, ham maddesini kendim yetiştirmeden çiftçimize ektirip biçtirmeden bu iş olmayacak. Dünya üzerindeki tüm gelişimi böyle olmuş bu işin. Hatta biraz daha farklı zira önce ham maddeyi üretip fazlalığını sağlamışlar sonra da üretim yapmışlar. Tıpkı Almanya örneğinde olduğu gibi, Brezilya örneğinde olduğu gibi.Biyodizel elbette çok önemli bir tasarruf aracı, hele bizim gibi petrol bağımlısı ülkeler için ancak nihai ve de ivedi çözüm değil.
Her zaman söylediğim gibi çözüm üretimde(ham maddeden bahsediyorum) son basamaktaki ürünü almak için tesis kurmak meseleyi daha da karmaşık verimsiz ve anlamsız kılıyor. Düşünsene Mobilya fabrikası kurmuşsun kereste bulamıyorsun sunta bulamıyorsun MDF bulamıyorsun fabrika çalışabilir mi?
Demir çelik sektöründe de aynı sıkıntılar yüzünden rantabl bir üretim gerçekleştirebiliyormuyuz? Demir çelik hurdasını bile yurtdışından ithal ediyoruz.
Biyodizel de böyle giderse sadece kaos oluşturur. Ham maddeyi üretmek üretmek üretmek lazım. Sizin elinizde yağınız olsun bakın nasıl herşey değişecek.
Bizim yapmaya çalıştığımız, doğmamış çocuğa don biçmek.Ya da başka bir benzetme ile bulanık suda balık yakalamaya çalışmak.

Üzerine basabasa söylüyorum ki; bu konuda pek çok kimse elinden geleni yapıyor ve hiç kimse de bu işin kötü yapılmasını istemiyor.
Ulusal çıkarımız yağı ithal etmekten geçmiyor.
Bu güne kadar kurulmuş biyodizel tesislerine bir bakalım geçmişlerinde ne kadar yağ işi ile uğraşmışlar ve yağı ne kadar biliyorlar.
Ben size iyi bilenlerden bir kaçını söyliyeyim.
Örneğin TARİŞ: biliyormusunuz 2006 yılında en büyük ekimi bu iki kuruluş gerçekleştirdi. Tariş kendi yetiştirdiği kolzayı yağa ve biyodizele dönüştürmenin haklı gururunu yaşıyor.
Neden araştırma yapan arkadaşlar bu kuruluşlarla temas kurmazlar.
Masa başından basın organlarına beyanat veren insanlar çiftçi ile iç içe olan bu kuruluş yöneticilerinden daha mı iyi biliyorlar her şeyi?

Kargaşa kaos ortamında kimin eline ne geçecekse?
Bundan sonrası için yorumsuz diyorum.


Düzenleyen Yalnız Çınar : 07-08-2006 saat 14:47
Yalnız Çınar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön