Haber linki Denizakvaryumundan çok ilgi çekici. Tesadüfen AIDS hastalığının yenilmesi...
Devamını da ekleyeyim Susam ( Aynı kitaptan alıntıdır )
Bağışıklık sistemi, virüs, ya da kontrolden çıkmış hücre gibi bir düşmanı tespit ettiğinde, ilk iş olarak interferon denen bir protein üretir. Böylece, diğer hücrelere düşmana direnmeleri ve çoğalmasını engellemeleri için sinyal verilmiş olur.
Ardından, savaşçı Tve B lenfositleri harekete geçer. Sindirim sistemine giden kan miktarı azalır ( Canımızın birşey yemek istememesinin nedeni budur) , vücut ısısı yükselir. ( Ateşin yükselmesi gerçekten iyiye işarettir. Vücudun savaştığını gösterir.
T lenfositleri antijenlerle doğrudan savaşır. Vücutta dolaşıp düşmanla ilgili bilgi verirken diğer hücreleri de savaşmaya teşvik eder. B lenfositleri düşmanla ilgili doğru bilgiyi aldığında antikor üretir. Ama bu hemen olmaz. Bağışıklık sistemi vücudu iyi bir şekilde koruyabilmek için bütün güçlerini toplamak zorundadır. Bu da düşmana biraz zaman kazandırır. Bir enfeksiyonun semptomlarının ilk başta artmasının nedeni de zaten budur. Bağışıklık sistemi saldırıya geçen antijene karşı yeni antikorlar üretmek için henüz zaman bulamamıştır.
Bu noktada olumlu olan şey şudur. Vücut düşmanı bir kere tanıdıktan ve öğrendikten sonra gelecekte aynı süreci baştan sona tekrarlamak zorunda değildir. Aynı antijen ileride tekrar vücuda girip saldırmaya kalkarsa, anında tanınacak ve savunma mekanizması hiç gecikmeden harekete geçecektir.
Bağışıklık sistemi için özel bir sorun vücuda giren herşeyin zararlı olmamasıdır. Yemek, oksijen gibi bazı şeyler gereklidir. Bu nedenle dostlarla düşmanları birbirinden ayırabilmesi gerekir. Neyse ki doğa bağışıklık sistemine yerleştirdiği bir programla bu ayrımı yapabilmesini sağlar.
İhtiyatı bir an bile elden burakmamasına rağmen bu program sayesinde vücutta bulunan anormal hücreler de olsa, dışarıdan gelenler de olsa sadece düşman olarak gördüğü şeylere saldırır.
Bu sistem genellikle gayet iyi çalışır, ama zaman zaman başarısız kaldığı da olur. Başarısızlığın nedeni ya saldırının çok güçlü olması ya da sistemin bir şekilde zayıflaması ve düşmanla başa çıkamamasıdır. İşte bu durumda kanser de dahil olmak üzere her türlü hastalığa açık bir hale geliriz.
|