View Single Post
Eski 16-07-2006, 19:54   #40
qitted
Ağaç Dostu
 
qitted's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-08-2004
Şehir: Ankara
Mesajlar: 102
İlgiyle izliyorum
Eksik bilgilerle yapılan yorumlar maalesef gerçeği perdeliyor.

Niçin nükleer santrallara hayır ?
1. Ya kaza olursa, insanlar radyasyondan ölürse.
2. Nükleer artıklar tehlikeli.

İnsan yapısı her tesiste tabii ki kaza olabilir ve bu kazalar sonucu insanlar ölebilir. 0 (sıfır) hata/kaza ihtimali olan bir tesis/alet henüz yapılmadı, yapıldıysa bile kimse bunu iddia edemez (Çünkü kontrol edilemeyen dış faktörleri bilemezsiniz)

Ancak nükleer santrallerin olası bir kaza sonucu nasıl tehlikeler doğuracağını bu teknolojiyi üreten (dolayısıyla salak olmayan) gavur bilim adamları da biliyor. Yeni nesil santraller bu sebeple abukluk derecesinde aşırı güvelik önlemleriyle donatılmış. Bu santrallari çalıştırmak çok zor, durdurmak ve emniyete almak için ise bir çocuğun herhangi bir yere dokunması bile yeterli.

Günümüzde inşaası devam eden toplam 27 nükleer santral var. Fransa gibi ülkelerde elektrik üretiminin %50 den fazlası nükleer enerjiyle karşılanıyor.

Ya bizde ne oluyor? Hidroelektrik santralları yetersiz kaldığı için doğalgaz çevrim santralları, akaryakıtla çalışan santrallar ve termik santrallarla açığı kapatmaya çalışıyoruz.

Yani zaten çok zor elde ettiğimiz dövizi petrol ve doğalgaz için bol keseden üretici ülkelere ödüyoruz veya termik santrallarde yakılan linyit sayesinde güzelim çevrenin ve insanların canına okuyoruz.

Ülkemizde bol miktarda uranyum var. Cevheri nükleer santrallarde kullanabilecek kadar zenginleştirecek teknolojiye de sahibiz.

Nükleer atığa gelince; Artık nükleer atıklar ya yeniden işlemden geçirilerek geri kazanım yapılıyor ve atık miktarı çok azalıyor veya bununla uğraşmak istemiyorsanız direk emniyetli bir şekilde saklıyorsunuz.

Ülkemizde artık kullanılmayan ve terk edilen, yerin yüzlerce m. altına uzanan kömür ocakları var. Kurşun+çelik+beton zarflar içinde buralara depolanacak atıklar teorik olarak yüzbinlerce yıl zararsız olarak saklanabiliyor. Bulunduğu yerde bir şekilde zarf açılsa bile radyasyonun yerin yüzlerce m. altından etki etmesi nerdeyse imkansız.

Peki öyleyse neden sürekli "nükleer santrale hayır" mitingleri düzenleniyor, yürüyüşler yapılıyor, imzalar toplanıyor?

Bir düşünün bakalım, ülkemizdeki elektrik ihtiyacı sadece hidroelektrik santralleri ve nükleer santrallerden sağlanırsa kimin kazancı yok olacak ?

Dünyada nükleer enerji kullanımını incelemeden, nükleer santral teknolojilerini öğrenmeden (en azından iyi bilen birilerine sormadan, okumadan) bu kampanyalara sadece iyi niyeti ile katılan ve imza veren halkımız, barlarda rakı-hıyar eşliğinde her bir haltı bildiğini sanan tatlısu aydınları ve (her nedense) gerçeği halka anlatmayı bir türlü başaramayan devlet organları/hükümet.

Bıçağın artık kemiğe dayandığı ülkemizde biraz daha sorgulayıcı, meraklı, araştırmacı olmamızın zamanı gelmedi mi? Daha ne kadar her söylenene inanacağız?

(Benzer şeyleri siyanürlü altın olayı için de söyleyebilirim. Zırt pırt yürüyüş yapan bergamalı köylülere liderlik yapanlara almanların ödediği meblağları artık köy kahvesinde bile konuşuyorlar. Necip Hablemitoğlu ve Uğur Mumcu'nun kitaplarını okumanızı öneririm)

qitted Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön