Sevgili Şeref. Aslında üstteki yazıları yazdığımda ciddi ağrılar çekiyordum. Bir kaç gündür hastayım. Ve bunun yazılarımı etkilemesine sanırım engel olamadım. Yine de emin olun gülmek için her fırsatı değerlendiriyorum.
Çocuklarımıza gelince, ben kendi adıma onları doğaya dost yetiştirdim. Hiç unutmam (bunu anlatmalıyım), ilkokul öğretmeni oğlum için beni okula çağırtmıştı. Bu öğretmen bayan yıllarca müdürlük te yapmış deneyimli biriydi. Endişeyle okula gittim. Beni karşısına alıp bütün ciddiyetiyle "Oğlunuz arka bahçenizde köpek besliyormuş. Onları seviyormuş. Dikkatli olun. Böyle hayvanlarla aşırı münasebeti devam ederse, ileride cinsi sapık olur" dedi. İnanabiliyormusunuz? Daha 8 yaşındaki oğlumdan bahsediyordu. Ve ben kedileri, köpekleri, kaplumbağa, inek, keçi, koyun, aklınıza gelebilecek her türlü hayvanı seven ben bunları duyuyordum. Cevap olarak "Şahsen bende severim köpekleri, fakat henüz sapıtmadım. Oğlumunda sevmesinden gurur duyuyorum. Siz isterseniz uzak durun. Ama sakın oğluma böyle bir telkinde bulunmayın" diyebildim.
Bir öğretmenin böyle düşünmesi çok düşündürücü. Neyse yine konudan koptum. Tabi ki çocuklarımıza doğruyu, güzeli öğreteceğiz. Ve onlara daha iyi bir dünya bırakabilmek için elimizden geleni yapacağız.
Yüzüm her zaman gülüyor. Gülmeye de devam edecek. Hayat herşeye rağmen yaşamaya değer değil mi?
|