Konu: Kanser
View Single Post
Eski 01-11-2008, 16:00   #109
susam
Ağaç Dostu
 
susam's Avatar
 
Giriş Tarihi: 02-10-2008
Şehir: trabzon
Mesajlar: 481
Taburculuk işlemlerini durdurdum. Hemen bir onkoloji uzmanıyla görüştüm. Bana söylenen kendi adıma kabul edilemezdi. "Anneniz için yapılabilecek hiç bir şey kalmamış, bu saatten sonra bizden ne bekliyorsunuz?"
Annem o kadar acı çekiyordu ki... Birde bunun ameliyat acısı olduğunu sanıyordu. Kendisine hastalığını hiç söylemedik. Doktoru bir şekilde ikna ettim. En azından acılarının dinmesi için yapılabilecek birşeyler vardı. Ve her şey bir yana ben anneme güveniyordum. O yaşamayı bu kadar severken ve de bu kadar dirayetliyken onu kaderine terkedemezdik. Nihayet kemoterapi başladı. Bu arada karadutun bu hastalıkta çok etkili olduğunu öğrendik. Vandan karakovan balı getirtip, her gün taze olarak karadut, kivi ve balı rondodan geçirip püre halinde yedirdik. Moralinin bozulmasını önlemek için onu hiç yanlız bırakmadık. Yanında ağlamadık. Güldük, eğlendik. Hatta bir gece ona kına gecesi düzenledik. Bütün acılarına rağmen sürekli gülüyordu. Çünkü onu güldürüyorduk. Ve tedavisini hiç aksatmadık. Saçlarını kendi ellerimle kazıdım. Sürekli hastalığıyla ilgili şüpheleri vardı. Ona aslında ameliyatı sırasında doktorun bağırsaklarında ciddi bir iltihap gördüğünü, eğer o iltihap kurutulmazsa kansere çevirebileceğini söylediğini, bu yüzden de kanser tedavisine benzer bir tedavi gördüğünü anlattık. Bunun geçici bir süreç olduğunu ve kesinlikle iyileşeceğini sürekli tekrar ettik. Ve üzülmesine fırsat vermedik. Kendi haline kalıp düşünmesine de... Derken ne oldu biliyormusunuz? Annem iyileşiyor. Doktorunu bile çok şaşırttı bu durum. İlk tetkikleriyle şimdikiler arasında uçurumlar var. Bunu duyunca hayatımda ilk kez mutluluktan ağladım.
Şu anda kendi işlerini görebilir durumda. Kemoterapisine bir süre ara verildi. Tabi ki bu iyileşmesine bağlı olarak doktoru tarafından alınan bir karar.
Bu arada belki yakını kemoterapi gören birileri olabilir aramızda. Hasta için ne kadar ağır bir tedavi olduğu malum. Annemde de yan etkiler hat safhadaydı. Tedaviden sonra günlerce iştahı kesiliyor ve sürekli safra çıkarıyordu. Bu durumun psikolojik yönü olabileceğini düşünüp bir tedavi öncesinde ona "Anneciğim, artık doktorun önceki ilaçlardan vermeyecek. Ona bu ilaçların sana çok dokunduğunu söyledim. O da tamam o zaman değiştirelim dedi. Bu tedavinde yeni ilaç verecekler. Bu ilaçlar mide bulantısı, halsizlik, iştahsızlık yapmıyor. Bundan sonra bu ilaçları alacaksın." dedim. Ve işe yaradı. O tedaviden sonra bir daha bulantısı olmadı. Ve biliyormusunuz, garibim bana dua ediyor. Doktora ilaçları değiştirtiğimi sandığı için.
Öz cümle, bu tür hastalıklarda moral, inanç ve de günlük hayatın devamı önemli. Tıp bir yerde yetersiz kalıyor. Bu açığı o hastalığı yaşayan insanın içindeki manevi dinamikleri çalıştırarak kapatabiliriz.
Annem 76 yaşında. Birkaç ay yaşayabilirse şanslı deniliyordu. Ama bu gün kendi ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Acı çekmiyor. Çok mutlu. Hala gelecek planları yapıyor. Önemli olan bu derece umutsuz hastalarda en azından kalan ömrünü olabildiğince konforlu geçirtebilmek. En azından bunun için mücadele edilmeli. Pes etmek kolaylık olur.

susam Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön