View Single Post
Eski 10-07-2006, 14:07   #5
malina
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,245
BELEK VE SON DURUM

Belek olarak adlandırılan yöreyi Antalya’nın 40 km. doğusunda birbirini tamamlayan iki bölüm olarak ele almak gerekir.

1.Bölüm: Aksu Deresi ile başlayan ve yaklaşık 25 km. uzunluğundaki kumsal boyunca uzanarak doğuda Acısu Deresi'yle son bulan bir yöredir. Yaklaşık 4475 hektar genişliğindeki bu alan güneyinde Akdeniz, kuzeyinde Kumköy, Kadriye ve Belek beldelerinin yerleştiği verimli Serik Ovası ile çevrilidir. Kumulları, bu kumullar üzerindeki yaygın fıstık çamı ormanı, Belek’e özgü (endemik) çok zengin bitki örtüsü ve birçok canlının barınağı olan kıyısı caretta caretta kaplumbağalarının da üreme alanıdır.

Bu bölgede doğal değerlerle ilgili gerekli araştırmalar yapılmadan, doğal değerler hiçbir şekilde hesaba katılmadan 1990 yılından itibaren “Belek Turizm Yatırımı Alanı” kapsamında turizm gelişmesine açılmış olup Turizm Bakanlığı'nca "Turizm Bölgesi" ilan edilmiştir.

Teknik açıdan bölgeyi incelediğimiz zaman, 1983 baskısı havadan fotogrametrik yöntemle elde edilen haritasında bu alanın ormanla kaplı olduğu görülür.

Alana 18 Eylül 1998 tarihinde Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca onanan 1/ 25000 ölçekli "Revizyon Çevre Düzeni Palanı"nda turizm alanları ve iki adet golf alanı konulmuş; daha sonra tekrar 25 Kasım 2002'de revizyon görerek dört adet golf alanı olmuş; en son tekrar 29.1.2004'de onanmış "Doğu Antalya Çevre Düzeni Planı"yla da yedi adet golf alanına çevrilmiştir.

Dikkat edilirse mülkiyeti, topografyası orman olan bu alanlarda "Çevre Düzeni Planı"nda kısa süreli tadilatlar yapılması, "Çevre Düzeni Planı"nın plan yapımındaki “planlamanın uzun süreli olma ilke”sine ve ileriye doğru kullanım unsuruna, planlama esaslarına, şehircilik ve kamu yararına aykırıdır.

Bu plan tadilatlarının orada bulunan firmaların golf sahası yapma taleplerini karşılamak amacıyla yapıldığı da açıktır.

Bu alanlarda verilen tahsisler sonucunda, golf alanı adı altında orman alanlarında ağaç kesimi de devam etmektedir.

Bilindiği üzere golf alanları çok su isteyen alanlardır. Bunun sonucunda aşırı ve kontrolsüz yeraltı suyu kullanımı tablosu çıkmakta, ayrıca golf alanında çimlere kullanılan ilaçlar nedeniyle akarsular, yeraltı suyu ve dolayısıyla deniz suyunda kirlenme meydana gelmektedir.

"Çevre Düzeni Planı"nda yapılan plan tadilatları ve bunun sonucunda oluşan turizm, golf alanı tahsisleri, anayasanın sosyal hukuk devleti ilkesiyle de bağdaşmamaktadır.

Diğer taraftan bölgenin kıyısı, "Çevre Düzeni Planı"nda “Deniz Kaplumbağası Üreme Bölgesi” olarak belirlenmesine rağmen kıyının doğal yapısının değiştirilerek kıyıda kazı ve kum alımı yapıldığı ve kum yağıldığı görülmektedir. Bu uygulamalar 3621/3830 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5. ve 6. maddelerine aykırı uygulamalardır. Bu konuyla ilgili kamu ve tüzel kişilik olan belediyeler kamu ifadesini bir tarafa bırakmışlar; tüzel kişilik gibi hareket etmeyerek konuyla ilgili gerekli hassasiyeti göstermemektedirler.

Bilindiği gibi ormanlar devletin hüküm ve tasarrufu altında kamu malıdır.

Anayasanın 169. maddesinin özünde ormanların zaman aşımı ile mülk edinilemeyeceği ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olunamayacağı, ormanlara zarar verilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemeyeceği açık açık belirlendiğinden, yapılan tahsisler kamu yararı taşımadığından Anayasanın bu maddesine aykırıdır.

2. Bölüm: Sarısu Derenisi'nin doğusundan, Karadayı yerleşmesinin kuzeybatısında Yassı Yusuflar Tepesi'nden başlayarak Evrenseki Belediyesi'nin sınırları doğusundaki Ilıca Deresi'ne kadar uzanan alandır. Denize paralel 25 km. uzunluğunda, 5 km. genişliğinde 135 km2'lik bir yer kaplar.

Denize paralel 25 km. uzunluğundaki 25 km’lik kumsalın yaklaşık 4,5 km’si "Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi" dışında bırakılmıştır.

Bölge, sahip olduğu doğal, ekolojik, kültürel ve tarihi değerlerin çevre kirlenmesine ve bozulmasına karşı korunması, doğal ve tarihsel değerlerin gelecek nesillere aktarılması, güvence altına alınması ve bir yerde koruyarak kullanmak amacıyla 2872 sayılı Çevre Kanunun 9. maddesine istinaden 383 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerinin uygulandığı 22.10 1990 tarih ve 90/1117 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla “Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi” ilan edilmiştir.

"Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi"nin bir bölümü Serik’te, bir bölümü de Manavgat ilçe sınırları içinde 5 belediye, 1 mücavir alan (Taşağıl Mücavir Sahası) ve 6 köyü kapsamaktadır.

Bölgede 12. 8. 1993 tarihinde Özel Çevre Koruma Başkanlığı tarafından 1/ 25000 ölçekli "Çevre Düzeni Planı" onanmıştır.

Bu plan hazırlanırken o günkü şartlara göre yeterli teknik çalışma yapılmadığından tam bir akademik yönetim planı hazırlanmadığı belirgindir. Bazı köylerin de sonradan belediye olması nedeniyle, köy yerleşim alanları paftalara tam net olarak yansıtılmamış; ayrıca ideal arazi kullanım şekilleri belirlenememiştir. Ancak "Özel Çevre Koruma Başkanlığı"nca bugünlerde akademik yönetim planı hazırlatılarak yeni revizyon çalışmaları sürmektedir.

Bölgenin sorunlarını kısaca özetleyecek olursak:

1- "Çevre Düzeni Planı"nda koruma alanı olarak belirlenen kontrollü hassas zon alanları yeni yönetim planı çalışmaları sonucuna göre tekrar incelenmeli ve güncelleşmelidir.

2-Ormanlık alanlar, kadastro sınırlarının sayılaştırma sonucuna göre belirlenmelidir.

3-Makilik- fundalık alanları ve hassas zon sınırları yeniden belinlenmelidir.

4-"Özel Çevre Koruma Bölgesi" belirlenirken deniz kıyısında Taşağıl mücavir alanında kalan ve arkası kaplumbağa üreme alanı olan bir kısım ile Parakente Köyü'nün kıyısında hemen hassas zon sınırının bittiği bir kısım ve yine Çolaklı Belediyesi'nin kıyısında iki tane ayrı kısım "Özel Çevre Koruma Alanı" dışına çıkartılmıştır. Bu kısımlar tekrar "Özel Çevre Bölgesi" içine alınmalıdır.

5-Boğazkent tarafında Kocagöl Kuş Cenneti sınırları, A.Ü.’sinin Belek ÖÇKB Yönetim Planı çalışmaları sonucuna göre belirlenmeli ve ayrıca sulak alanlar yönetmeliği kapsamında değerlendirilmelidir.

6-Kocagöl civarında imar planında çok katlı turizm yatırımlarına yer verilmiştir. Daha doğrusu sanki kamunun ortak malı olan bu alan turizm şirketine bırakılmış bir görünümdedir.

7-Başta Köprüçay olmak üzere Acısu, Sarısu, Karaöz, Şarlavuk Deresi, Ilıca Deresi su rejimi akademik olarak incelenmeli ve taşkın konusu değerlendirilmelidir.

8-Kıyının çok büyük bir kısmı kaplumbağa üreme alanıdır. Ancak kıyıdaki oteller kendi mülkiyet sınırlarını taşarak kıyıda, Kıyı Kanunu'na ve uygulama yönetmeliğine aykırı olarak uygulamalar yapmaktadırlar. ÖÇK Başkanlığı gerekli uyarıyı yapıyor olmasına karşılık ilgili belediyeler de gerekli hassasiyeti göstermemektedirler.

383 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ilgili maddeleri gereğince ÖÇK Bölgelerinde kurumca onaylı plan kararlarına aykırı ve kaçak uygulamaların takibinden, belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde ilgili belediye başkanlıkları, bu sınırlar dışında kalan yerlerde valilikler ve il bayındırlık müdürlükleri sorumlu olduğundan kıyılar gelecek kuşaklara bırakılacak doğal bir mirasdır. Bu nedenle kıyı mevzuatına göre uygulama ve denetlemeler güçlendirilmelidir.

10.05.2006

Kazım Ergendedeoğlu

Antalya ÖÇK’dan Emekli Harita Mühendisi
TTKD Ant.Şb Üyesi

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön