Kaçın, kaçın. Bahçenizde ne güzel antioksidanlar yetiştirirsiniz, biz de arada bir gelip arınma kürleri yaparız
Şaka bir yana ama gerçekten kentlerin olumsuz etkilerinden kurtulmuş bir yer bulmak giderek zorlaşacak sanırım. Köylerde de arabalardan geçilmiyor. Tarımda her yerde kimyasallar, hormonlar kullanılıyor. Gerçi kendi tarlasının bir bölümünde kendi yiyeceğini hormonsuz, ilaçsız yetiştirenler de var ama o bitkilerin, tarlanın geri kalanından etkilendiğini farkedemiyorlar

Pazarlarda, büyük kentlerden getirilen zararlı boyalarla boyanmış ucuz giysiler satılmakta. Kimse artık ahşap ev yaptırmıyor. İşin en vahim tarafı ise, gençlerin beslenmeleri kent fastfood alışkanlığına dönüşmüş. Balıkçı köyündeki gençlerin balık yemediklerini, çoğunun sebzelere burun büktüklerini hayretle gördüm. Varsa yoksa köfte-patates veya döner-ekmek.
Yani yaşam biçimi bakımından kentiçi-dışı farkı giderek azalıyor. Eeee, ne yapacağız şimdi?