Alıntı:
SAĞLIK ÇALIŞANLARI VE KANSER
1935-1958 yillarini kapsayan, saglik çalisanlari üzerinde yapilan retrospektif çalismada radyologlar ve x-isini kullanan klinisyenlerin, yasa orantili ölüm oranlarinin kardiyo-vasküler ve renal hastaliklar, kanser (özellikle lösemiler) bagli olarak arttigi bildirilmistir[ii].
1953 yilinda Amerika’da klinisyenler arasinda yapilan bir çalismaya, 63 akciger kanserli ve 133 diger bölgelerinde kanser olan klinisyen alinmistir. Ortalama ölüm oranlari sigara içmeyen klinisyenlerde 100.000!De 10 iken günde 35 ve üzeri sigara içenlerde 133 olarak saptanmistir. Bu çalismada tütün kullanmanin asil etken oldugu gösterilmistir[iii].
..........
http://www.perilikosk.com/saglik-cal...6.html?t=34306
|
Sağlık çalışanlarının,özelliklede rodyoloji uzmanlarının bilgi yoksunu olmadığını ve uzun bir tıp eğitiminden geçtiğini göz önüne alırsak, bilgi yoksunu olmayanların da kanser riski taşıdığı tartışılmaz.
Baldaş'a katıldığım tek nokta Nükleer Santral konusu.
Bu santrallerin insan üzerindeki etkilerinin yanısıra doğaya etkilerinin yüzlerce yıl sürmesi doğanın yok olması demektir.
Kısacık insan yaşı ile 4 milyar yıllık dünya yaşı kıyaslandığında doğayı korumak insan yaşını ve sayısını artırmaktan öncelikli bir konu, bana kalırsa.
Biz insanlar yokken bu dünya vardı ve bizler birgün yok olduğumuzda dünya biraz başını dinlesin bari

Bir fıkra.
Temel ve Fadime aynı yaştaymış,
Fadime'ye kaç yaşında ölmek istersin diye sormuşlar
Fadime ''90'' demiş.
Temel'e sormuşlar '91'' demiş.
' Neden 91 ?' diye sorduklarında;
'Bari bir yıl kafamı dinleyim ' demiş....