Konu: Kanser
View Single Post
Eski 14-10-2008, 11:54   #66
praecox
Kaybettik...
 
praecox's Avatar
 
Giriş Tarihi: 12-06-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 4,603
Kanser konusuna değişik bir bakış açısı.

İnsanoğlunun takip edilebilen tarihi 5 bin yıl kadardır. Son bin yılı inceler isek göreceğiz ki geçen yüzyıla kadar insanoğlunun yaşam beklenti ortalaması 30 40 yıl arasında idi. Tıbın son yüzyıldaki gelişimi ile yaş 35 yolun yarısı eder gibi şarkılar besleyip yaş 70 iş bitmiş derdik. Hatta 40 ından sonrakileri teneşir paklar derdik ben bu yaşımda bu deyimleri anlayamıyor isem burada telaffuz edilmeyen bazı gerçekler var demektir.
Geçen yüzyılda ne çikolatada melamin ne sebzede zirai atık nede kurşunsuz benzin vardı. Tütün dahi sigara gibi değil pipo, puro nargile veya hatta cannabis opium gibi maddeler de okkalı içilirdi. O yıllar sigara hatta esrar içenlerin bazılarının 70-90 hatta 100 yaşını doldurdukları bilinir.
O yıllar her şey bugün özendiğimiz gibi doğal idi ise de insanların dişlerinde gözlerin de v.s. bir dizi sorun vardı ağız ter kokusu yüzünden parfüm keşfedilip bu kokular maskelendi alkali sabunlar o zaman nedense cildi tahriş etmezdi. Özelikle yüzde görülen uyuz lekelerini maskelemek için de pudra keşfedildi.
Salgın hastalıklar tabii bir seleksiyona yol açıyordu. Nerdeyse milletler kırılıp yok oluyordu.
O yıllar tüm bu felaketleri hastalıkları atlatan kişi de 70’ini veya üzeri bir yaşına ulaşıp öldüğünde kanserden mi neden öldüğü pekte bilinemiyordu.
Gerçek şu ki insanoğlu doğduğu andan itibaren 20 li yaşlarına kadar bir büyüme gelişme gösterir ondan sonra kemik ve kas gelişimi durur ve adeta vücutta yaşlanma prosesi adı verilen kendini imha eden bir süreç başlar. Hücreler eskisi gibi kendini yenilememekte anlaşılmaz bir çaba içine girer.

Günümüzde tıbbın sayesinde bu tabii seleksyona bir nebze de olsa karşı çıkabildik ise de, bu adı geçen yaşlanma prsosini genetik olarak durdurmayı başaramaz isek, ya da genetik bir değişimi sağlayamaz isek, ölüm için “bahane” olan hastalıkları yenemeyeceğiz. Tabii bu noktadan sonrası science fiction ama öyle ama böyle gelecekte başımıza gelecek şeyler…

Gerçek şu ki ölüm bugün gerçek kanser bahane ve de o olmazsa başka bir araz biraz da vücudun bu kendini imha etme yenilememe bağışıklık sistemindeki aksaklıkların da başlaması ile ortaya çıkan doğal bir süreç tabii bunu tüm kanser vakaları için genelemek pekte doğru değil.

İnsanoğlu dünyanın taşıyabileceğinden fazla üredi her bir bireyi doyurmak biraz olsun insani koşullarda yaşatmanın da bedelleri büyük. Doyurmaya çalışırken en az buradaki forum üyeleri tarladan verimli ürün almanın zorlukların bilir. Burada organik tarım organik kimya organik kimyasallar demagojisine girmek dahi istemiyorum zira herkesi kendi bahçesinde kendi sebzesini yetiştirmesi gerektiği safsatasına, veya organik tarımla herkesi besler hale getirecek bir tarımın ekolojik ve ekonomik olamayacağını hepimiz bilinçaltında da olsa kabul edip telaffuz edesimiz yok.
Burada biyolojik bağlamda “arsızın üremesi” fenomeni de beni ürküten bir gerçek. Bu konuya da çok kısa değinmek gerekir ise tarladaki ayrık otların ürünü nasıl sarabileceğini veya saracağını biliriz. Kultive bitkiler, ortama daha kolay adapte olan ve de hedefi sadece kendi soyunu idame etmekten öte bir gerçeği olmayan egoistik genlilerce bastırılır. Ekolojiye baskın çıkmasının bir ikinciye faydası yok. Korkarım ki etik olmasa da insanoğlunda da bu böyle.

Kısacası bir de olaya bu taraftan bakarsak bana biraz da o iyidir sebzeyi sirkeli suyla yıkayın. Organik tarım yapalım ama hepimiz de bu tarımla beslenebilelim. Sigara içmeyin ama araba kullanıp egzoz gazı salınımına bir şey demeyin zira kimse bugün işine bisikleti ile gitmek istemiyor. Gibilerden bir sürü şey için kafa patlatmak da çok da anlamlı gelmiyor bana.

Almanca bir laf ile bitireyim bu yazımı her zamanki gibi nedense
“Man sollte die dinge so nehmen wie sie kommen, aber man sollte auch dafür sorgen dass die dinge so kommen wie man sie lieber nehmen möchte”.

Meali: bazen olayları geldiği gibi kabul etmek gerekir, ancak yine de olayların istendiği gibi gelmesi için de bir şeyler yapmak gerekir.
Kanseri kader gibi görebilirsek de elbetteki gözümüze sokulan gerçekleri görmezden gelmeyip bir şeyler de yapabiliriz.
Ancak pek de kafaya takmamak bu konuda yapabileceğimiz en iyi şey gibi görünüyor.

Saygılarımla


*) rakamlar tabiri caiz ise şu anda işkembeden attım daha değişik statiksel rakamlar bulmak mümkün ise de fazla kurcalamadım. Bu bağlamda anlamı öne çıkartmak babında yazdım.

praecox Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön