View Single Post
Eski 25-09-2008, 12:29   #734
lerdemir
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 20-09-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 2,120
Sayın asker merhaba,

Yazımın bir ikaz değil, naçizane bir hatırlatma, bir bilgi paylaşımı olarak addedilmesini istirham ederim.

Dilin "yaşayan bir varlık" oluşu sanırım hepimizin kabul ettiği bir durum. Bununla bağlantılı olarak da, sizin Osmanlıca sorunuza yanıt bulabilmek bence kolaylaşıyor; zira Osmanlıca diye tabir edilen dil, aslında Türklerin Anadolu'ya yerleşmesi ve Osmanlı İmparatorluğu'nun kurulması sonrasında, "saray erkanı" tarafından, yoğunlukla Arapça ve Farsça'dan, sonra da Fransızca'dan-etkilenmesi -beslenmesi- neticesinde gelişen, nihayetinde "o devrin saray" Türkçesidir.

"Uyarı" mı yoksa "ikaz" mı?

Her ikisi de; çünkü biri dilimizin geçmişinden gelen bir kelimesi, diğeri de aynı anlamlı daha güncel bir ifadesi.

"Hela" ile "tuvalet" gibi, "tasdik" ile "onay" gibi ya da "helak olmak" ile "mahvolmak" yahut da "derman" ile "çare" kelimelerinde olduğu gibi.

Ben, eskiden gelen kelimelerimizi "muhafaza etmek" -korumak- gereğini gördüğümden dolayı, eskimiş ifadeleri kullanmaya özen gösteriyorum -tam anlaşılmak adına güncel karşılıkları ile de desteklemek suretiyle-.

Bunu tercih etmemdeki temel neden de, bazen ancak bir kaç yeni kelimeyi bir araya getirerek verebileceğimiz bir anlamı tek bir eski kelime ile verebilme imkanı olması.

Bir de, o dönemki saray dilindeki matematik.

Tam olarak hangisinden kaynaklandığından emin değilim, lakin -ancak- Farsça veya Arapça'dan gelen etki ile eskiyen o dönemki saray dilinin enfes bir matematiği -etkilendiği sami dillerinin genel özelliği bu- var.

Şöyle ki:

Çoğumuz "Şişli ETFAL Hastanesi"ndeki eTFal'in anlamını bilmeyebilir. "Çocuk"un çoğuludur eTFal, Şişli Çocuklar Hastanesi gibi karşılayabiliriz yani. Buradaki fevkaladelik nerede diye soranlarınızı duyar gibiyim. Şurada:

TıFıL kelimesi de eski bir kelimemiz ve çoğunuza malum olduğu üzere "Çocuk" demek.

Şimdi "eTFaL"deki sessiz harfler ile "TıFıL"daki sesli harlerin dizilişine dikkat ediniz. Diziliş aynıdır, aradaki sesli harfler farklılaşarak tekil kelimeyi çoğul yapmıştır.

Bunun gibi, eski kelimelerin kökünü oluşturan SESSİZ HARF ÇATISINI ayıklayarak, o kökten türetilmiş diğer eski kelimeleri farkedebilir ve bundan bir bulmaca çözercesine keyif alabilirsiniz. -ön ekleri de ayrıştırmak gerekebilir çoğu zaman-

Örneklersek:

TaHRiK - Yola çıkartma, hareket ettirme, kımıldatma.
müTeHaRriK- (mü- kişi ön eki sonrasında) Hareketli, İşleyen, çalışan. (aslında tahrik kuvveti ile çalışan)

iLTiCa - Sığınma.
müLTeci- Sığınan kişi

MaL - Bir kimsenin mülkiyeti altında bulunan,taşınır veya taşınmaz varlık
iMaL - Mal üretme
iMaLaT - (-at son eki ile) Üretim

MüLK - Ev, dükkân, arazi vb. taşınmaz mal. Doğrudan doğruya birinin malı olan yer veya yapı.
MüLKiyet- (iyelik son eki ile)İyelik, sahiplik (Mülke sahip olma durumu)
MaLiK - Sahip, iye (Yani mülkün sahibi) Güncelde, tapunun sahibi gibi.

VaSıTa - Araç
VeSaiT - Araçlar

iFTiRa - Bir kimseye kasıtlı ve asılsız suç yükleme.
müFTeRi - (mü- ön eki ile) İftira atan kimse

iHTiMaL - Bir şeyin olabilmesi durumu, olabilirlik, olasılık.
muHTeMel- (mu- ön eki ile) Gerçekleşmesi de gerçekleşmemesi de ihtimal dâhilinde olan, beklenen, beklenir, umulur, olası, olasılı, mümkün

TeKaBüL - Karşılık olma, karşılama
müTeKaBiL- (mü- ön eki ile) Karşılıklı
müTeKaBiLiyet- (mü- ön eki ve iyelik son eki ile) Karşılıklı olma durumu (özellikle uluslararası devlet ilişkilerinde sıkça kullanılır)

VaRaK - Yazılı kağıt, belge
eVRaK - Yazılı kağıtlar, belgeler

VeKiL - Birinin, işini görmesi için kendi yerine bıraktığı veya yetki verdiği kimse.
müVeKkiL- Birini kendine vekil olarak seçen (erkek) kişi. (hanım kişiye müvekkile deniyor)

Bu liste uzar gider. Umarım bir fikir verebilmiştir.

Tabi, burada mutlaka vurgulamak istediğim bir husus var:

Osmanlı'da İslam'dan dolayı bir doğu hayranlığı var iken, bu kelimelerin hepsi saray çevresinde konuşuluyor, ancak Anadolu Türkçesinde bu kelimeler yok, yani bu saydıklarım Osmanlı Saray Ağzı.

Bir de acaba başka hangi dilde tek bir organdan yola çıkarak birbirinden bu kadar hassas detaylarla ayrılarak başka şeyler ifade edilebilir ki?

Bakınız; "kalp" dediğimizde başka, "gönül" dediğimizde başka, "yürek" dediğimizde başka başka anlamlar yüklüyoruz tek bir organa...

Saygılarımla...

lerdemir Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön