Malum oldugu uzere, "Global Isınma ve İklim Degisikligi" konusunda 3. dunya vitrininde cok sey bulunuyor.
Fakat "GIS alemi" çerçevesinde konu ile ilgili profesyonel projeler uretebilmek icin cabalayan biri olusum itibariyla bu vitrin bolluğu beni ilgilendirmiyor.
Bu harika agac bende inanilmaz on planda. Tek endisem "su" konusu. Her defasında aklıma "Amik Ovasının Okaliptusleri" geliyor.
2012´den itibaren global iklim paterninin asıl etkisi altına girecek olan Anadolu Cografyasi (H.Murat Filinte - İklim Paleontologu unvani diyar vitrinlerinde tuhaf kacan fakat saygı duydugum az sayıda insandan biri)nda "kokaragac" adeta can yelegi olabilir.
Amacim, "agir global baskı altında ayakta kalabilecek ekosistemleri tasarlamak" yolunda oneriler getirmekti. Malum vakfın basini cektigi bir grubun su aralar -yeni iklim karsisinda ayakta kalma imkani olmayan meselerini vitrinde tutabilmek icin olsa gerek- kokaragac aleyhinde propaganda halinde olduklarını duydum (Bizzat müdür düzeyinde birinden).
Ortada alenen bir kavrayis eksikligi var. Mevcut akademik ve burokratik yapı gelen "korkunç genisleme bandini" sezinlemekten cok uzak.
Buromun yanibasinda asagida kalan ve son tavuk gribi olayına kadar birinin kumes olarak kullandigi metruk bir arsa bulunuyor. Adam buradaki kokaragac fidanlarını (ona gore bunlar herhalde birer zombidir) birkac defa kesti. Fakat asagidaki bu arsa simdi yine harika bir kokaragac peyzajina coktan donusmus durumda. Halbuki su yok, hicbirsey yok.
Anadolu cografyasi -nacizane sezgim- henuz bir gecis segmentine yeni girmis durumda. Bundan sonraki her yılın daha da berbat olacagini ve buna benim diyen turlerin dayanmada nasıl da zorlanacagini anlamak zor degil.
Fakat vitrinde gorduklerine inanıp, uykusuna guvenle devam eden genel hayat kitlesi icin yumurta´ya henuz uzun bir zaman var.
"Ekosistem tasarımı" dedigim sey cok abartılı gorunuyor olabilir. Halbuki ben sadece o harika kokaragac tohumlarının Anadolu´nun mahvedilmiş ovalarına ruzgar esliginde salıverilmesinden bahsediyorum. Sadece bu...
|