17 Ağustos 2008:
Derin bir delikli saksıyı tepsi olarak kullanıp; üzerine geniş bir saksıyı (tabanını kesip) kalıp olarak kullanıp içine beton döktük (babam döktü yani, betonlamasever olarak

). Sonra saksının üzerine 20 cmlik 4-5 çivi çakarak daha küçük boy bir saksıyı daha kalıp olarak üzerine döktük. Böylece havuzun ortasında fıskiye için sağlam bir yükselti sağlamış olduk. Ayrıca fıskiye yükseltisinin üstüne, beton daha kurumamışken, (1500 lt/saat kapasiteli, Bauhaus'tan 140 YTL fiyata) yeni satın aldığım fıskiyenin iki tırnakla takılabileceği iki uzun ve büyük çivi daha çaktık. Böylece rüzgarla fıskiyenin devrilmesini engellemiş olmayı hedefledik.
18 Ağustos 2008:
Öncelikle nilüferleri saksılarıyla suyun içinde çıkardım. Çürümüş ve sararmış yaprakları temizledim. Babamın daha önce acımasızca betonladığı dereye (şimdilik yalağa benziyor

) su doldurup saksıları içine yerleştirdim (nilüferlerin kurumaması için). 6 ay salınımlı gübrelerden bir miktar daha saksılara yerleştirdim.
Havuzun pompası ve hortumu ile havuzun içindeki suyu çekerek havuz etrafındaki ağaç ve çiçeklere verdim.
Daha sonra havuzun içine girip, içindeki çakılları yukarı doğru çıkardık; ilk beton tabanın üstüne de serdik. Havuzun ortasındaki çakılları alıp oraya birkaç kova dere kumu serdik.
Fıskiye yükseltisini havuzun ortasına yerleştirdik; üzerine fıskiyeyi ve gece led ışıklarıyla yanan fıskiye başlığını yerleştirdik, kabloları çektik. Daha sonra 8 nilüfer saksısından hayatta kalan 7 tanesini havuz tabanına koyduk (İstanbul'da balkonda kovada bekleyen 1 tane beyaz çiçekli nilüfer için yer ayırdık).
Daha sonra çeşme suyu ile doldurmaya başladık (birkaç saat sürdü su dolumu)