Bizim memleketin de iki şirin gölü vardı. (Denizli-Bozkurt-İnceler Kasabası) Çocukluğumun en güzel anılarılarını yaşadığım bu göller, ne yazık ki Orta Anadolu gölleri gibi yer altı suyunun bilinçsizce kullanılması sonucu 1987 yılında bir daha geri gelmemek üzere kurudular. Aşağıda kuş gribi konusunda yazdığım ve bizim göllerin sonunu da anlatan bir yazım var.
KUŞLARIN İNTİKAMI
Kuş gribi gündeme geldikten sonra, en çok suçlanan su kuşları oldu. Bu hastalığın taşıyıcısı olan kuşlar, korkulu rüyamız haline geldi. Peki, biz ne yaptık da kuşlar adeta acımasızca bir intikam alıyorlar?
Ben küçükken, kasabamızda iki küçük göl vardı. Kanlıcagöller denilen bu göller, pek çok sucul kuşa ev sahipliği yapıyordu.
Bahar geldiğinde, herkes göle dalar; kuşların yumurtalarını toplardı. Her türün kendine has renk ve büyüklükteki bu yumurtaları, kavrularak ya da haşlanarak yenilirdi. Bunlardan çoğu kez gelişmemiş yavrular çıkardı.
Bir sabah henüz güneş doğmadan, gölü avcılar sarmıştı. Yirmi kadar fertten oluşan bir ördek sürüsü, havada tur atıyordu. Bunlar 4–5 tane kalıncaya kadar teker teker vuruldu. Bu olup bitenleri, fasulye beklediğimiz tarladaki barakamızdan izlemiştik.
Bir kış akşamı, ağabeyim on dört sığırcık, iki sakar meke ve bir tavşan vurup getirmişti. Bunlarla acılı bir “arapaşı” yapmıştık. Av etiyle yapılan arapaşı çorbasının tadını herhalde bilmeyen yoktur.
Avcılardan biri göle nadiren gelen bir kuğu vurmuştu. Av torbasına ters olarak koyduğu bu kuşun yılan gibi uzun boynu vardı. Kafası, gururla yürüyen avcının ayakkabılarına değiyordu. Bu gösteriyi hayranlıkla seyretmiştim.
Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, yaz geldiğinde gölün etrafı su motorlarıyla dolardı. Çevredeki tütün, pancar, fasulye tarlaları gölden sulanırdı.
Nihayet, 1980’li yılların ortalarına doğru bu iki göl kurudu. Dikenlerle dolu, kuru bir bozkır parçasına dönüştü. Tarla farelerinin yatağı haline geldi.
Bu sadece bizim göllerde mi böyleydi? Hayır. Eber’de, Beyşehir’de, Sultansazlığı’nda … benzeri kuş kıyımları yapıla gelmiştir.
Sonunda kuşlar, büyük bir belayla geri döndüler. Artık her gün yediğimiz yumurtadan soğuduk. Arabamızın üzerindeki kuş pisliklerini temizlemekten çekinir olduk. Soyları tükeniyor diye üzüldüğümüz kuşlar, birden gözden düştü. Umarız bu sefer de, bütün su kuşlarını itlâf etmek gibi bir çılgınlığa girişilmez.
|