Merhaba
Lisede iken bir öğretmenimin dil ve millet konusunda anlattıklarını hiç unutamadım. Öğretmenimin dilinden sizlere aktarayım istedim:
(Öğretmenimiz hem Fransa'da ve hem de İngiltere'de üniversite eğitimi almış. Bu ülkelerde de epeyce yaşamış biriydi. Ayrıca başta Almanya olmak üzere birçok değişik ülkeleri de gezmiş.)
Önce İngilizce öğrendiğim için ve bizim ülkede İngilizce dünya dili olarak bilindiği için Fransa'ya gittiğimde doğal olarak insanlarla İngilizce iletişim kurmaya çalıştım. Öyle ya, dünya dili... Büyük otellerin görevlileri ve bilim çevresi dışında halktan hiç kimse benimle İngilizce konuşmaya yanaşmıyordu. Hatta bakkaldan su istesem bile yüzüme dik dik bakıyordu. Anlamadıklarını düşünüyordum. Bir gün üniversitede bir profesör ile konuşurken konu açıldı ve ben de halkın pek İngilizce bilmediğinden bahsettim ve yaşadığım zorlukları anlattım.
Gülümsedi ve "Burası Fransa" dedi. "Bir ülke gücünü birlik ve beraberliğine , birliğini diline borçludur." "Bu ülkede başka bir dilin dolaşmasına izin veremeyiz. Vatandaşlarımıza da bu bilinç verilmiştir. Onlar aslında İngilizceyi az çok bilirler ama Fransızca konuşmanızı beklerler. Yabancı dil ayrık otu gibidir. kendi dilinizin arasına yerleştirdiğinizde onu boğar ve kurutur. Bizim en cahil vatandaşımız bile bunu bilir. Bir şişe su veya bir ekmek karşılığında üçbeş kuruş kazanmak için kendi dilini satmaz..."
(Daha sonra değişik ülkelerde benzer şeyler yaşadığını anlattı. Konusu açıldıkça ve aklıma geldikçe anlatırım.)
|