Sayın kala,
verdiğiniz örneklerden çoğu kendi fizyolojik yapısı veya özsuyu ile ilgilidir doğrudan kendini koruma amaçlı gelişmiş gibi görünen Mimosa pudica yani küstüm otudur. yani bir hayvan bu otu yemeğe kalkışınca yapraklarının birden çökmesi ona anında bir pörsümüş bitki durumuna sokar bu da çoğu otoburun iştahını kapatır.
Burada asıl bitkilerin oldukça fazla miktarı dokusunda veya özsuyunda, yenmesinin o hayvana kötü sonuçlar açabileceğini, zaman içinde hayvanların genetik bilincine yerleştirmiş, kendi bünyelerinde oluşturdukları zehirlerdir.
örneğin solonacealar, domatesi yapraklarının tırtılarca veya başkaca börtü böcekle yenmiyeceği kendi koku sinyalleri ile belirtmeleri atropa belladona'nın zehirli meyvelerinin yenmeyip tohumun düşmesi gerektiğini sinyalize eden. kenevirin çoğu hayvanatlarca tembih edilmemesi. ısırgan otunun burnuyla koklayıp yemeğe açlışacak bir hayvanın hasas burun derisine formik asit enjekte eden enjeksyonluk apmullar misali cam gibi kırılgan kılsal yaprak yapısı...
tabii bu örneklerini yarı buçuk vermeğe çalıştığım bitkilerin bu stratejisini kendi bünyesinde oluşturduğu panzehirlerle atlatmayı beceren zararlılar da var.
afrikadaki dikkenli akasyaların zürafalarca yenmemsi için gibi ise de bu kez de karşı atak olarak zürafalar o akasyaların dikenlerini hiçe sayan bir dil yapısı evrimleştirmelei ve günümüzde o ağaçların tipik form yapısını dahi bu ikilinin rekabeti ile belirlenmiş olduğu gibi...
daha nicesi örnekleri var.
zaman ayarlı çiçeklenmeleri dahi döllendiricilerini o saatte aktif olması ile de doğru orantılı olabileceği gibi bazı meyvelerin de sırf kuşlarca yenmesi için lezzetli meyve etleri oluşturup kuşlara ödül gibi kendilerini sunmalarındaki art niyet ise tohumların kuşlarca dağıtımıdır.
saygılar
umarım anlaşılır yazdım...
