Organik ürün,bakım,kozmetik
Organik ürünlerle güzelleşmek moda
Son yıllarda sofralarımızın baş tacı olan ekolojik ürünler, kıyafet ve kozmetiklerde de karşımıza çıkıyor! Yeni moda; sağlıklı bir cilde sahip olmak için organik kaynaklı bakım ürünleri kullanmak!.
Araştırmalar birçok kozmetik ve bakım ürününün içeriğinde kanserojen madde olduğunu gösteriyor. Bu nedenle de organik ve doğal bakım ürünlerinin tercih edilmesi öneriliyor. Bunun için de bir kozmetik ürününün organik olup olmadığına ve içinde kimyasal madde bulunup bulunmadığına dikkat etmek gerekiyor. Peki bir kozmetik ürünün organik olup olmadığını anlamak için ne yapmalısınız? Öncelikle ürünün içeriğine bakmalısınız. Organik kozmetik ürünlerin ortak özellikleri; içeriklerinde kimyasal değil, organik tarımla üretilmiş bitkilerin yer alıyor olmasıdır. Ayrıca parfüm, kolonya ve esansları da bitki özlerinden elde edilir. Bir kozmetik ürünün organik olup olmadığını anlamak son derece basit; ürünün arkasında 'Soil Association', ECO Cet, Nature Progres damgalarından biri bulunur. Yine de içeriğinde yapay renklendiriciler, katkı maddeleri ve kimyasallar olmamasına dikkat etmelisiniz.
SAĞLIKLI
BİR CİLT İÇİN
Sürülen her ürünün yüzde 60'ını cildin ya da saçların emdiğini düşünecek olursak, sağlık için organik bazlı kozmetik ürünler çok daha yararlıdır. Özellikle hassas bir cilde sahipseniz şunu unutmamalısınız; kullandığınız ürünlerde bulunan kimyasallar cildinizde herhangi bir tahrişe, dökülmeye ve zarara yol açar. Hatta çoğu madde kanserojen olduğu için kanser riski de taşır. Düzenli bir şekilde organik kozmetik ürünler kullananlar, vücutlarındaki toksinlerin de azalmasına yardımcı olur. Aksi halde ürünlerdeki kimyasallar ve katkı maddeleri cilt üzerinde kalıntı oluşturarak cildin nefes almasını engeller ve gözeneklerin tıkanmasına yol açar. Cilt, yoğun ürünler nedeniyle nefes alamadığı için de akne, sivilce ve yağlanma problemlerine daha yatkın hale gelir. Sağlıksız cildin de yaşlanma süreci çok daha hızlı gerçekleşir.
RAF ÖMRÜNE DİKKAT!
Öncelikle tüm organik kozmetik ürünlerini inceleyin. Her ürün doğal olsa da cildinize zarar vermeyeceğinden ve ürünün size uygun olup olmadığından da emin olun. Ayrıca içeriğinde çiçeklerden, otlardan, yapraklardan ve ağaçlardan elde edilmiş yararlı yağlar ve antioksidan bulunan doğal cilt bakım ürünleri, kimyasal katkı maddesi içermediği için raf ömrü daha kısa tutulur. Bu nedenle organik ürünlerin ambalajını açtıktan sonra buzdolabında saklamaya özen gösterin.
_______________________________________________
L'Oreal Paris güzellik elçilerinden Doutzen Kroes Güzellik sırlarını açıklıyor:
'' Cildinize özen göstermek çok önemli. Dış görünümünüzün en az yarısı buna bağlı. Kendime özen gösteriyorum, organik sebze ve meyve yiyorum? '' diyerek açıklıyor.
Güzelleşirken sağlığınızdan olmayın. Şimdi moda sağlıklı güzelleşmek oldu. Bunun adresi ise kimyasallardan uzak organik kozmetik ürünlerinde saklı...
Prens Charles, Angelina Jolie, Hillary Clinton... Hepsinin ortak bir noktası var. O da organik ürünlere duydukları ilgi... Organik gıdanın yanısıra giyim, kozmetik ve kişisel bakımları için de organik hammaddelerden üretilen ve kimyasalı en aza indirgenmiş organik sertifikalı ürünlerden başkasını kullanmıyor; kimyasal içerikli ürünleri evlerine sokmuyorlar.
Avrupa ve Amerika'da hemen herkes organik ürünlere dönmeye çalışırken ülkemizde de organik kozmetik ürünlerinin kullanımı yavaş da olsa ilerleme kaydetti. Birbiri ardına açılan organik ürün mağazaları ve süper marketlerin organik ürün rafları şimdilik talebi karşılayabiliyor.
Kimyasal içerikli kozmetik ürünlerin kanserojen madde içerdiği ve kanser riskini arttırdığı iddiaları, birçok kişiyi bu ürünlerden uzaklaştırdı. Özellikle saç boyaları ve makyaj malzemelerinın zararları iddiaların ana maddesiydi.
Küresel ısınmayla gelen bilinç, doğaya dönüş, sağlıklı yaşama olan talebin artması ve organik ürünlerin insanın yaşam kalitesine kattığı değerin fark edilmesiyle birlikte, organik ürünler kullanma trendi yükselişe geçti. Tüm dünyada hızla yayılan bu yeşil akım, Türkiye'de de giderek yayılıyor. Büyük markalar, çevre bilincini desteklemek için organik ürünlerinde organik pamuk, bambu, soyadan kazaklar, kotlar, tişörtler yapıyor. Bilinçli tüketici de artık, sadece moda diye değil, doğa dostu ürünleri tercih ediyor. Çoğu zaman en zararsız dokuma malzemesi gibi görünen, yumuşak ve hava alan organik olmayan pamuklu giysiler, aslında hiç de masum değil. Pamuğu giysilerin nikotini' olarak tanımlayanlar da var. Organik olmayan pamuğun ekiminde kullanılan böcek ilaçları toprağı ve suyu kirletmekle kalmıyor, her yıl yaklaşık 20 bin pamuk işçisinin ölümüne sebep oluyor. Aynı zamanda hammaddelerin işlenmesi sırasında ipliği ağartmak için kullanılan kimyasallar da yine çevre ve insan sağlığına zararlı. Tüm bu nedenler üst üste binince, tekstil firmalarının organik pamuğa yönelme kararı oldukça mantıklı. Normal pamuklu ürünlere göre daha pahallı olan organik ürünler, diğer ürünlere nazaran çok daha yumuşak ve bu özelliğini sürekli olarak koruyabiliyor. Organik ürün; yetiştirilme süreçlerinde herhangi bir kimyasal kökenli maddeyle takviye edilmeyen ve insan sağlığını tehdit etmeyen ürün anlamına geliyor.
http://arsiv.sabah.com.tr/2007/08/04/ct/haber,6906B57D0A71474E8BED635B9E44937A.html
http://arsiv.sabah.com.tr/2007/03/27/gny/sag108-20070327-200.html
|