Beni mutlandıran mesajlarınız için sağolun.
Ben, önceki üyelerimizin sayfalarına özellikle mesaj yazmamıştım. Bir nedeni ilk dört üyemizde zaman bulamamıştım, sonra da artık geç kaldım diye düşünmüştüm.
İkinci nedeni de, aslında bir ilkem vardı, bunu hayata geçirmeyi ihmal etmiştim son aylarda.
Yüz yıl kadar önce okumuştum. Şu an adını anımsayamadığım bir yazarımız, ölen arkadaşının arkasından yazdığı bir yazısında özetle;
"Ne kadar uzun süredir seninle konuşmadık, yazışmadık. Ne kadar seviyorum seni halbuki. Hiç kelimelere dökmedim-dökmedik bunu, sadece biliyor olmamız yetiyordu sanki. Niçin esirgedik ki sevgi sözcüklerimizi birbirimizden (sözünü ettiği karşı cinse duyulan sevgi değildi), şimdi o kadar üzgünüm ki bu cimriliğimize. Halbuki sert-kızgın sözcüklerimizi rahatca kullanabiliyorduk, hem birbirimize hem başkalarına. Çok üzgünüm." demişti.
Böyle bir şey işte.
|